Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezinde gerçekleşen Türkiye Dil ve Edebiyat Derneğinin 4’üncü olağan genel kuruluna katıldı. Genel kurula Bakan Özlü’nün yanı sıra eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, milletvekilleri, belediye başkanları ve üyeler katıldı. Genel kurulda bir konuşma yapan Bakan Faruk Özlü, dil bilincinin toplumdaki önemine dikkat çekti. Dil bilincinin toplumda yerleşmesi ve gelişmesi gerektiğini belirten Bakan Özlü, “Sinsi mekanizmaların en öncelikli hedeflerinden biri toplumların dilidir. Dilini bozdukları bir toplumun her şeyini bozabilirler. Dillerini yönettikleri bir toplumu her alanda yönetebilirler. Dillerini yabancılaştırdıkları bir toplumu her tülü değerlerine karşı duyarsız hale getirtebilirler. Bildiğiniz gibi bir anlamda modern insanın bunalımını tarif eden yabancılaşma felsefecilerin ve psikologların çok yakından ilgilendiği bir kavramdır. Ancak yabancılaşma sadece bireylerde ortaya çıkan bir durum değildir. Yabancılaşma çeşitli şekillerde modern toplumları da özünden uzaklaştırıp çürümeye götüren bir kavramdır. İşte bunun en tehlikelisi bir toplumun diline yabancılaşmasıdır. Bir milleti millet yapan dilidir. Milli birliğin temel taşlarından olan diline yabancılaşan bir toplum ilk düğmeyi yanlış iliklemiş demektir. İlk düğme yanlış iliklenirse sonraki düşmeler de yanlış iliklenir. Dilini koruyamayan, onu geliştiremeyen ve zenginleştiremeyen toplumlar ne kendi özgün kültürünü oluşturabilir nede milli değerlerini koruyabilir” şeklinde konuştu.
"KENDİ BİLİM DİLİMİZİ OLUŞTURABİLECEK GÜÇTEYİZ AMA BUNUN İÇİN ÜRETMELİYİZ"
"Dili yoz bir toplumun kültürü de edebiyatı da yozdur" diyen Bakan Özlü, “Yozlaşmış bir toplum güdülmeye mahkumdur. Milli birliğimizin en önemli unsuru olan dilimizi koruyamazsak ülkemizi, milletimizi ve devletimizi koruyamayız. Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere hükümet olarak hep milli ve yerli vurgusu yapıyoruz. Bu vurgu öylesine yapılan bir vurgu değildir. Milli önceliğimizi her alanda uygulamaya döküyor, bu unsuru sadece siyasetimizin değil icraatlarımızın da merkezine yerleştiriyoruz. Bakanlık olarak bu anlamda ciddi bir proje yürütüyoruz. Sizin Türkçe karşılığı olan hiçbir kelimenin yerine yabancı kelime kullanılmasın ilkenizle bizim ithalata karşı başlattığımız yerli ürün seferberliği aslında aynı dertle dertlendiğimizin göstergesidir. Türkiye büyük bir ülke, Türkçe de zengin bir dildir. Kendi bilim dilimizi de kavramlarımızı da oluşturabilecek güçteyiz. Ama bunun için üretmeliyiz. Bilimi Türkiye’de üretirsek bilim dilini de Türkçe yaparız. Teknolojiyi Türkiye’de üretirsek teknolojinin kavramlarını da Türkçeleştiririz. Sanayi ürünlerini Türkiye de üretirsek isimleri de bu topraklardan çıkartırız” diye konuştu.