ANADOLU halkı, doğayı yok eden faaliyetleri durdurmak için Ankara’ya yürümeye hazırlanıyor. Nisan’da başlayacak olan yürüyüş, yedi farklı koldan ilerleyerek Ankara’da buluşacak. Ankara’da toplanacak halk talepleri kabul edilene kadar geri dönmeyecek.
“Anadolu’yu Vermeyeceğiz” sloganıyla organize edilen Büyük Anadolu Yürüyüşü, Doğa Karadeniz’de Senöz Vadisi’nden, Ege’de İzmir’den, Akdeniz’de Antalya’dan, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Hasankeyf’ten, Marmara’da Edirne’den, Doğu Anadolu’da Erzurum’dan, Batı Karadeniz’de Kastamonu Loç Bölgesi’nden başlayacak.
Vadilerinden, köylerinden, şehirlerden yola çıkarak Ankara’ya doğru hareket edecek ekiplere yol boyunca farklı illerden ve bölgelerden de insan katılımları gerçekleşecek.
Biyolojik Çeşitliliği Koruma Kanunu Tasarısı’nın derhal geri çekilmesini hedefleyen Büyük Anadolu Yürüyüşü, Anadolu’nun tüm akarsularının satılmasına neden olan ve sayısı 4 bini bulan HES ve barajların durdurulmasını istiyor.
Yürüyeceklerin diğer talepleri arasında dağları yok edecek olan 40 binin üzerindeki maden ruhsatının iptal edilmesi, nükleer enerji projelerinin durdurulması, 2B gibi ormanları yok edecek yasa tasarısının derhal geri çekilmesi gibi doğa üzerinde yok edici etkileri olan faaliyet ve düzenlemelerin durdurulması yer alıyor.
Uçuruma doğru sürükleniyoruz
Türkiye Su Meclisi adına yürüyüşle ilgili açıklama yapan sözcü Pervin Çoban Savran, “Doğayı dikkate almadan yürütülen kar odaklı kalkınma politikalarının Anadolu’yu hızla uçuruma doğru sürüklediğini belirterek şunları söyledi:
“Doğanın kadim bilgisi, bilim, kamuoyu vicdanı ve hukuk tanımdan hayata geçirilmeye çalışılan HES’ler, madenler, ormanların satılması, nükleer enerji projeleri ve plansız yatırımlar gibi birçok uygulama sadece zengin Anadolu doğasını değil, insan yaşamını da tehdit eder bir noktaya ulaşmıştır. Bizler, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan doğamızın kadim dengesini, sağlıklı ve mutlu bir yaşamın birinci şartı olarak görüyoruz.”
Artık inancımız kalmadı
Pervin Çoban Savran, “Var olan idari sistemin, taleplerimizi karşılayacağına dair artık inancımız kalmadığından; halk olarak bu gidişe dur demek ve kendi yaşam hakkımızı savunmak için ayağa kalkıyoruz. Nisan 2011 itibariyle vadilerden, köylerden, kasabalardan, şehirlerden yola çıkarak, Türkiye’nin dört bir yanından yol alacak kervanlar halinde Ankara’ya yürüyeceğiz. Ve taleplerimiz yerine getirilene kadar geri dönmeyeceğiz. Doğanın hassas dengesini korumanın, insan olarak vicdani sorumluluğumuz olduğunu düşünen herkesi bu hareketi desteklemeye çağırıyoruz.” dedi.