ÇMO Başkanı Baran Bozoğlu, kamuoyuna yansıyan analiz rapolarının karantina veya acil önlem çağrısı gerektirecek nitelikte olmadığını belirtti. Yapının kültürel bir miras olduğuna dikkat çeken Bozoğlu, binanın asbestten arındırılarak müze veya sanatsal bir etkinlik alanına dönüştürülmesi gerektiğini savunarak özetle şunları söyledi:“Büyükşehir, söküm öncesi raporları kamuoyu ile paylaşmalı. ‘Asbestli kısımda yıkım yapılmadı’ ifadesi tek başına yeterli değil. Çalışma ve İş Kurumu’na sunulmuş olması gereken iş planının kamuoyu ile paylaşılması gerekiyor. Yapılarda asbest olup olmadığı ve var ise hangi tür asbest olduğunun, çalışmalardan önce tespit edilmiş olmalı.
ELDEKİ RAPORLAR YETERSİZ
Kamuoyuna yansıyan ilk deney raporunda (Mimarlar Odası’nca özel bir firmaya hazırlatılan) analizin Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ile yapıldığı belirtilmektedir. Çalışanın ve halkın etkilenim düzeyinin tespiti için; hava numunesi alarak liflerin havadaki etkileşimini belirlemek gerekir. Söküm işlemi öncesinde ve söküm sırasında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından havadan örnekleme ile numune alınarak asbest analizi yapılmış mıdır? Yapılmış ise havadaki asbest lifi konsantrasyonu nedir? Bu konsantrasyon birkaç gün boyunca üst üste hava numunesi alma yolu ile takip edilmiş midir? Bu değerler bilinmeden, karantina çağrısı ve acil önlem çağırısı yapmak, karantina mesafesini belirlemek doğru olmayacaktır.
ŞARTLAR YERİNE GETİRİLMELİ
Sorunun çözümü için her türlü eğitim, teknik altyapı ve araç ülkemizde mevcut. Yeter ki, yerel yönetimler, ilgili kurumlar bu konuda daha hassas olsun ve çözüm üretmeye çalışsın. Söz konusu asbestli atıklar, tehlikeli atık taşıma lisanslı araçla taşınmalı, 1. sınıf düzenli depolama sahasına gömülmelidir. Taşıma işlemini yapan araçların lisansları ile depolama sahasına ilişkin belgeler kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Koşulların sağlanması halinde yürütme durdurma kararının kaldırılması çevresel kirlik olmaması için yerinde olacaktır.”