Son yıllarda nesli azalan milli ırk Ankara keçisinin tiftiğinden eğrilen iplikle dokunan ve 16. yüzyıldan itibaren Venedik, Hollanda, İngiltere, Fransa, Polonya gibi Avrupa’nın önemli merkezlerinde ticareti yapılan Ankara sof kumaşı, Rahmi M. Koç Müzesi’nde açılan özel bir sergiyle yeniden gün yüzüne çıkıyor. Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM) tarafından hayata geçirilen ‘Tarihi Dokumak: Bir Kentin Gizemi’ adlı sergide, Ankara Etnografya Müzesi, Sadberk Hanım Müzesi ve Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonlarında bulunan sof kumaşlar ile tiftikten üretilmiş çeşitli eserler yer alıyor. Ankara’nın 18. yüzyıla tarihlenen, en önemli temsillerinden biri olarak kabul edilen Hollanda Rijksmuseum’daki ‘Ankara Manzarası’ adlı tablonun orijinali de, sergi kapsamında Türkiye’de ilk kez tarih meraklılarıyla buluşuyor. VEKAM Direktörü Filiz Yenişehirlioğlu menşei Başkent olan Ankara keçisi tiftiğinden elde edilen kumaş üretimi ve sof dokumacılığının 19. yüzyıla gelindiğinde azalarak son bulduğunu belirtiyor. Yenişehirlioğlu, dünyaya ün salan ve bir dönem kente büyük gelir kapısı Ankara keçisi tiftiğini Hürriyet Ankara’ya anlattı:
OSMANLI’DA KULLANILMAYA BAŞLANDI
“Bir buçuk yıllık araştırma sonunda ipeğe benzediğini ve bu sebeple çok tercih edilen bir kumaş olduğunu anladık. İnce, yünlü, hem ısıtıyor hem de serin tutuyor. Osmanlı döneminde su geçirmediği için yelken bezi olarak kullanılmış gemilerde. Döşemecilikte ve Avrupa’ya ihraç edilmiş, bebeklerin saçlarında rastlanıyor. Belgelere göre, Topkapı Sarayı’na gidiyor; yurt dışında İngiltere, Hollanda, Fransa, İsveç’e ulaşıyor ve oralarda saraylarda da giyiliyor.
OSMANLI’DA KULLANILMAYA BAŞLANDI
“Bir buçuk yıllık araştırma sonunda ipeğe benzediğini ve bu sebeple çok tercih edilen bir kumaş olduğunu anladık. İnce, yünlü, hem ısıtıyor hem de serin tutuyor. Osmanlı döneminde su geçirmediği için yelken bezi olarak kullanılmış gemilerde. Döşemecilikte ve Avrupa’ya ihraç edilmiş, bebeklerin saçlarında rastlanıyor. Belgelere göre, Topkapı Sarayı’na gidiyor; yurt dışında İngiltere, Hollanda, Fransa, İsveç’e ulaşıyor ve oralarda saraylarda da giyiliyor.
SADECE ANKARA VE ÇEVRESİNDE ÜRETİLDİ
En son Finlandiya’da bir arkeolojik sualtı batığında ortaya çıktı. Ankara, bu kumaşın üretiminden elde edilen vergi kapsamında Osmanlı İmparatorluğu’nda İstanbul ve Bursa’dan sonra en çok vergi veren şehir. Ankara çevresinde Tosya, Kastamonu ve Beypazarı’nda iplik olara üretiliyor ve kumaş dokunuyor. Son ürünler Ankara’da cendereden geçirilerek, doğal boyalarla renklendiriliyor. Çiftçilerle de görüştük. Bir ara Cumhuriyet döneminde pazarı canladırmak için Türkiye Tiftik Cemiyeti kurulmuş. Hatta bir pazarlama gemisi yapılarak Türk malları dolaştırılmış. Yeniden canlandırmak için çabalanmış ancak 19. yüzyıla kadar sadece Ankara’da yaşayan keçiler, bu tarihten sonra Güney Afrika, Yeni Zellanda ve Amerika’da üretilmeye başlıyor.”
ESKİ DEĞERİNİ KAZANABİLİR
ANKARA keçisi tiftiğinin yeniden dünya çapında tanınır hale gelmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini belirten Filiz Yenişehirlioğlu, “Günümüzde tiftikten elde edilen iplik kalitesinin makinelere uygun olması lazım. Tiftiğin kalitesi de hayvanın beslenmesine, bakım koşullarına bağlı. Besicilikle ilgili sorunlar tekrar canlandırılmasına olanak vermiyor. Tiftiğin yetiştiriciliğini, ekonomik değerini, sanayileşme sürecinde nasıl üretilebileceğini incelemek gerekiyor. Türkiye, ürünü yün olarak ihraç ediyor. Genç nesil bununla ilgilenmiyor. Üreticilerle yaptığımız görüşmelerde, ‘Çobana kız verilmiyor. Oğlumuza kız alamıyoruz’ şeklinde şikâyetler dinledik. Herkes el verirse yeniden eski değerini kazanabilir” dedi.
OSMANLI DÖNEMİ'NİN TEK ANKARA TABLOSU
Ankara’nın 18. yüzyıla tarihlenen, en önemli temsillerinden biri olarak kabul edilen Hollanda Rijksmuseum’daki ‘Ankara Manzarası’ adlı tablo ile ilgili de bilgi veren Yenişehirlioğlu, “18. yüzyılda Ankara ile ticaret yapan Hollandalı tüccarlar bir Ankara tablosu yaptırmış. Bu, Ankara’nın Osmanlı döneminde kalan tek tablosu. Ankara’dan geniş bir görünüm sunarken ayrıca Ankara Kalesi dışındaki ticaret merkezini gösteriyor. Burada keçilerin kırpılışını, yün üretimini ve ticaretin canlılığını tasvir ediyor. Ankara’nın ticareti kale etrafındaki hanlarda ilerliyordu” diye konuştu.
Küratörlüğünü VEKAM Direktörü Filiz Yenişehirlioğlu ve Gözde Çerçioğlu Yücel’in yaptığı “Tarihi Dokumak: Bir Kentin Gizemi Sergisi” 12 Mayıs –16 Eylül tarihleri arasında görülebilecek.