Ankaramız, gitgide artan bir heves ve adeta heyecanla “otomobil hegemonyası”na teslim olduğu için ne kadar üzülsek haklıyız.
Bu, artık “oto-matik” bir başkent. Yazık doğrusu. En iyi modern kentler “yaya yaşamı” ile “taşıt tasası” arasında denge kurabilenlerdir.
Bizim başkentimizde o kadar az sayıda bisiklet görülüyor ki içler acısı... Bisikletlilerin böyle seyrek olduğu kentler, yanlış bir yaşama mahkûm olmuştur denebilir.
Ankara'da bisikletsizliğin vebali, hemşehrilerin boynuna diyemeyiz. Bu üzücü durumun sorumluları, başkentin sorumlularıdır. Belediye yetkilileri, dört tekerleklileri, iki tekerleklilere tercih ediyor.
Uygar kentlerde, otomobillere tahsis edilen cadde ve yolların yanı sıra, yeteri kadar geniş ve düzgün bisiklet yolları vardır. Bu yavru yollarda, bisiklet kafileleri görürsünüz. İnsanlar, haysiyetli ifadelerle işe gidip dönerken, ailecek gezerken, birbirlerine trafik saygısı göstererek pedal çevirirken, uyumlu ama dinamik toplum yaşantısının simgeleri olurlar. Güzel bir kent manzarasıdır bu.
Bisiklete kendini adamış başkentlerde –Kopenhag'da, Beijing'de, Amsterdam'da izlersiniz o güzelim bisikletlerin gürültüsüz, tertemiz, çevreyi kirletmeye ve bozmaya izin vermeyen akışını.
Bizim başkentimiz niçin yoksun kaldı ve kalıyor bisikletlerden? Ben eminim, Atatürk Ankara'nın otomobil canavarına tutsak düştüğü bu dönemde, halka örnek olmak için, bisikletle dolaşırdı. Uygar ülkelerde, devlet adamları, sık sık, bazıları her gün, hemşerilerle yan yana, pedal çevirerek işe giderler, gezmeye çıkarlar. Bizde hiçbir cumhurbaşkanımızın, başbakanımızın, bakanımızın, simsiyah resmî arabalarına sıkışıp kalmak yerine, bisiklete bindiğini gördünüz mü?
İsteseler de bisiklete binemezler ki! Ankara caddelerindeki, sokaklarındaki taşıt araçları ezebilir onları.
Aslında, başkentimiz bisikletler için oldukça elverişli bir kenttir. Büyük ölçüde düzayaktır. Birçok kesimlerinde fazla inişli çıkışlı değildir. Rahatça pedal çevrilebilir.
Şimdi, başta Büyükşehir Belediyesi, çeşitli Ankara belediyeleri Ankaramızı “Bisiklet Başkenti” hâline getirmek uğrunda canla başla çalışmalıdır. Bunu gerçekleştirmek, pek az bir yatırım ve harcama gerektirir. Yararları büyüktür: Gürültüsüzlük, hava temizliği, yollarda güvenlik, bisiklet kullananların sağlığı.
Ankaramız niçin “Bisiklet Başkenti” olamıyor?