Davulda Tarık Can Sürmen, Gitarda Erkin Sağsen ve Basri Hayran, vokal ve aynı zamanda gitardaki performansıyla Can Büyükbaş’ın hayat verdiği Öfkeli Kalabalıkgrubu, Başkentlilerin şehir yaşamına hitaben besteledikleri şarkılarla tanınıyor. Sanat direktörlüğünü Erman Özkargın’ın yaptığı genç müzisyenler, “Ankara müzik için güzel bir keşif noktası, müzisyeni de dinleyicisi de daha özverili” diyor. Öfkeli Kalabalık Grubu’nun genç üyeleri hikâyelerini şu sözlerle anlatıyor:
HABERLERDEKİ ÖFKELİ KALABALIKTAN ESİNLENDİK
*Grubun ismini nasıl belirlediniz?
Can Büyükbaş: Kötü bir aile şakası aslında. Ana haber bültenlerinde altta çıkan metinleri okuyup ‘ben büyüyünce şunu olacağım’ deyip gülerdik. Bir gün öfkeli kalabalık işte şurada şunu yaptı gibi bir haberde ‘Ben büyüyünce öfkeli kalabalık olacağım’ demişti birimiz. Hoşuma gitmişti, büyüdüm mü bilmem ama Öfkeli Kalabalık olduk işte.
*Ankara özelinde bir kitle edindiniz. Ankaralı dinleyiciyle yakaladığınız bu bağı neye bağlıyorsunuz?
Erkin Sağsen: Spesifik olarak Ankara özelinde bir kitle edindiğimizi sanmıyorum ama doğup büyüdüğümüz şehir olduğundan mütevellit bir yakınlık hissediliyor sanırım. Bir de Ankara’dan, mekanlarından ve sıkıntılarından bahseden şarkılarımız var. Etkisi olmuştur muhakkak.
MÜZİK ANKARA’DA DAHA HEYECANLI
*Müzik ve Ankara arasındaki bağı nasıl tanımlarsınız?
Basri Hayran: Ankaralılar muhtemelen kızacaklar ama şehirde yapılacak şeyler kısıtlı. Dolayısıyla herkes bir şeyler keşfetme ihtiyacı hissediyor. Müzik de güzel bir keşif, dolayısıyla müzisyeni de dinleyicisi de daha özverili, dikkatli hatta heyecanlı oluyorlar diyebilirim.
İdolüm dediğiniz bir rock müzik grubu var mı?
Can Büyükbaş: İdol denilmez benim için tam ama fazlasıyla sevdiğim bir çok grup var. İşte Arctic Monkeys, The Strokes, Muse gibi klasikler. Peter Doherty ve tüm projelerini çok severim. (The Libertines, Babyshambles ve solo albümleri) Onun dışında genelde eski abilerimizden dinlerim; The Beatles, The Doors, Led Zeppelin, Dire Straits gibi.