İşte Arınç'ın TSK'ya cevabı:
Ben de ajanslardan okudum Sayın Paşa şunu söylüyor. Benim düşüncelerim biliniyormuş, ben hukuku bilmiyormuş ve ben orduyu yıpratıyormuşum. Sayın Paşa yanlış bir açıklama yaptı. Bu sözler benim muhatabım olamaz. Ben bana sorulan birçok soruya muhatap olmama rağmen cevap vermedim.
Haksız suçlamayı kesinlikle kabul etmiyorum. Ben nerede ne konuşulmasını bilen biriyim. Ben bir asker çocuğuyum. Ben asla TSK’yı yıpratmam. Orduyu sevmek kimsenin tekelinde değildir.
KİMSENİN EMİR ERİ DEĞİLİM
Bu açıklamanın hukukla ne ilgisi var anlamadım. Ben hukuk okudum ve avukatlık yaptım. Ben hukuku günlük çıkarlar için satmam, ben birilerine benzemem. Ben 27 Mayıs’ı protesto ederek Meclis’e girmiş ve şimdi darbe şakşakçılığı yapan birileri de değilim. Ben kimsenin emir eri değilim.
Dolayısıyla bana kimse hukuku öğretmeye çalışmasın.
Benim söylediğim şudur: Bu ülkenin ordusunun görevleri bellidir. Kime karşı sorumlu oldukları bellidir. Biz sivil yönetim içindeyiz. Biz askeri vesayet altında bir ülke değiliz. Demokratik bir ülkeyiz. Sivilleri azarlamak ve sivillerin üzerinde demoklesin kılıcı gibi durmak olmaz. TSK tertemiz çocuklardan oluşmaktadır. Onun için kimsenin bu kurumu yıpratmaya hakkı yoktur.
SİYASETÇİ PASPAS DEĞİLDİR
Ancak bu kurumda görev yapmış bazı kişilerin şimdi ortaya çıkarak siyasete bulaşmış olmaları kabul edilecek şey değildir.
Masumiyet karinesini gayet iyi biliyorum. Bir zamanlar bazı masum insanları fişleyenlerin kim olduğunu da çok iyi biliyorum.
Eski Genelkurmay başkanlarından birinin bugünlerde yayınlanan kasetlerinden birinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Meclis oylamasına girmeyi düşünen bir parti başkanından "Pez…" diye başlayan bir hakaretle bahsediyor. Ayrıca bazı parlamenterlerden “Lan” diye bahsediyor. Bunlar kabul edilemez ve gereği yapılmalıdır.
Ben bir siyasetçiyim. Siyasetçi bir paspas değildir. “Ben o başbakana ayrıl dedim ayrıldım” anlayışı kabul edilemez.
BUNLAR ARAŞTIRILMAYACAK MI?
Dün bir askeri hâkimin servetindeki artıştan bahsediliyor bu araştırılmayacak mı?
İki başörtülü anne asker annesi törenlere alınmadı. Daha yakın bir zamanda Manisa'da bir komutan başörtülü 40 yaşından küçük asker annelerini yemin törenine almamıştır. Bunlar araştırılmalıdır.
Geçmişten beri darbeci güçlerle işbirliği içinde olmuş insanların araştırılması, soruşturulması ve TSK’dan çıkarılması gerekir. Bunu söylemek bir vatandaş olarak benim görevimdir.
Biz sivil iktidarın emrindeyiz. Bu tür yanlışları yapanları bünyemizde barındırmayacağız deseydi. Daha güzel bir açıklama olurdu.
Bizim başka ordumuz yok. Ve bizim için ne kadar önemli olduğu ortada, bunun için TSK’nın siyasetten uzak tutulması gerekir.
SİYASİ AÇIKLAMA YAPILMASI SUÇTUR
Kurumdan birinin siyasi açıklama yapması bile suçtur. Bundan 10 yıl önce Osman Özbek bir başbakana ağza alınmayacak hakaretlerde bulundu. Bazılarının aynı zihniyette olduğunu görmek üzücü.
Biz paşalarımızı, siyasi açıklamalar yapan değil, zaferler kazanan büyük komutanlar olarak görmek isteriz.
İttihat ve Terakkiçi paşaların imparatorluğu ne hale getirdiğini hepimiz biliyoruz. Binlerce vatan evladını siyasi hırsları için dağda bayırda nasıl ölüme terk ettiğini hepimiz biliyoruz.
Büyük Atatürk Meclisi kurduktan sonra siyaset yapmak isteyenlere bir yol gösterdi. Siyaset yapmak isteyen üniformasını çıkarın dedi.
Benim açıklamalarım bu tavrı göstermeyenleredir.
GÜRAK NE DEMİŞTİ?
Tuğgeneral Gürak, eski TBMM Başkanı, AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın, “Ergenekon” davası şüphelileri olan emekli generaller ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Eğer gerçekten bu sözler söylenmiş ise söz konusu kişinin Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri personeline ilişkin düşünce ve görüşleri çok iyi bilinmektedir” dedi.
Tuğgeneral Gürak şöyle devam etti: “Aslında bu tip kişilerin ön yargılı, saptırıcı düşünce ve ifadeleri üzerinde fazla durulmasına da gerek yok. Çünkü bu tip konuşmalar hiçbir zaman doğruları değiştirmez. Ancak bu konuşmalarda önemli bir husus var, o da Hukuk Fakültesi mezunu bir kişinin yargı kararı olmadan hiçbir kimseyi suçlamaya, dolaylı olarak da bir kurumu hedef almaya hakkı ve yetkisi olmadığını hala anlayamamış olmasıdır.”