MARSİLİ,
Türkiye’nin AB’ye üyeliğine karşı çıkılmasını, Avrupa’da var olan cehalete dayandırarak, “Tarih boyunca oluşan, “Anne Türkler geliyor” gibi tüm önyargıların tamamen asılsız olduklarını anlamak için Türkiye’de 48 saat geçirmek yeter” dedi. Türkiye’nin neden AB’ye üye olması gerektiğini maddeler halinde sıralayan büyükelçi, ilk olarak Türkiye’nin coğrafi konumundan dolayı üye olması gerektiğini dile getirdi. Haritaya bakıldığında Türkiye’nin Avrupa’da olduğunu belirten Marsili, sözlerini şöyle sürdürdü; “Okul yıllarında bizlere, Avrupa’nın coğrafi sınırlarının Ural Dağları olduğu söylendi. Ural Dağlarının dikey izdüşümü, Türkiye’nin tümünü kapsıyor”.
Ankara’da casuslar
Türkiye’nin tarihi itibariyle de AB’ye üye olması gerektiğini savunan Marsili, “Yine bizlere okulda Osmanlı’nın
Avrupa’nın hasta adamı olduğu öğretildi. Avrupa’da hayat bulan bir çok ittifakta ve savaşta asırlar boyunca taraf olarak yer almıştır” dedi. Marsili, İkinci Dünya Savaşı’nda Türkiye’nin tarafsız kalmasına rağmen,
Ankara’nın Avrupalı casusların buluşma noktası olduğunu ifade etti.
Laiklik sağlam köklere dayanıyor
Din faktörünün, Avrupa kamuoyunun Türkiye’ye bakmakta kullandığı ana kıstas olduğunu anlatan Marsili, Türkiye’ye sadece bu gözle bakmanın yanıltıcı olduğunu söyledi. Türk kimliğinin çok yönlü ve çok çeşitli olduğunu dile getiren büyükelçi, “Türk kültürü bugün oluşmamıştır ve din bu öğelerden sadece bir tanesidir. 1923 yılında Atatürk tarafından hayata geçirilen ve anayasa ile teminat altına alınan laiklik, ülkede sağlam köklere dayanmaktadır” dedi.
Çok sayıda kanun İtalyan mevzuatından
TÜRKİYE’nin İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra NATO gibi birçok Avrupa kuruluşuna üye olduğunu anlatan Marsili, yürürlükte olan çok sayıda kanunun Avrupa ve özellikle İtalyan mevzuatının birer kopyası olduğunu vurguladı. Marsili, Türk ekonomisinin temelde liberal olup, büyük Avrupa ülkelerinin tıpatıp aynısı olduğunu ifade etti. Sonuç itibariyle daha iyi bir Türkiye ve daha iyi bir Avrupa Birliği’ne kavuşacaklarını söyleyen büyükelçi, “Son derece
önemli ekonomik ve siyasi nedenler bizi bu inanışa sevk etmiştir. Türkiyesiz bir AB’nin olmayacağının biliyoruz. Ancak Türkiye’nin üyeliği ile Avrupa’nın inşası tamamlanabilir” dedi.
Ermeniler karşı çıkıyor
ERMENİLERİN “Soykırım” olarak adlandırdığı olayların, hakikaten meydana gelip gelmediği konusunda bir görüş birliğinin olmadığını söyleyen Marsili, Ermeni tarafının, Türkiye, Osmanlı ve üçüncü ülke arşivlerinden araştırma yapmak için iki ülke tarihçilerinden oluşacak komisyona karşı çıktığını belirtti.
Net ve doğru değil
Türkiye’ye yöneltilen eleştirilerden
Kıbrıs konusunda değerlendirmelerde bulunan büyükelçi, “Kıbrıs karmaşık bir konu olup, diğer tüm etnik kökenli çatışmalarda olduğu gibi, haklılıklar ve haksızlıkların paylaşımı her zaman net ve doğru değildir” dedi.
Türkiye’nin, Kürtlerin dil ve kültürel haklarını kısıtladığı yönünde eleştirilere maruz kaldığını dile getiren Marsili, sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye kendi sorunlarını çözümlemeye dair tartışmaları kendi bünyesinde yapabilme kapasitesini giderek artıran canlı bir demokrasiye sahiptir.
TBMM’de yaklaşık 100 Kürt kökenli milletvekili olduğunu ve
DTP’nin 23 sandalyesinin bulunduğunu unutmamak gerekir”.