Başkan Erdoğan'ın konuşmalarından satırbaşları şöyle:
Zamandan, vakitten ve yakıttan sağladığı tasarrufla, her ulaşım projesi gibi bu otoyolun da ülkemize çok büyük faydası olacaktır. Bu otoyolun ülkemize yıllık katkısı 225 milyon lira olarak hesaplanıyor.
İzmir'e bu güzel hizmeti kazandırdığımız günde, bu şehrin vekillerinin tamamının aramızda olmasını isterdik. Aynı zamanda İzmir milletvekili olan Kılıçdaroğlu'na da meclis kürsüsünden bu çağrıyı yaptık. Aranızda mı yoksa ben göremiyorum? Aranızda yok.
Bu ülkenin 83 milyon vatandaşının cumhurbaşkanı olarak herkes gibi İzmirlilerin de hizmetindeyiz. İnşallah önümüzdeki günlerde bu anlayışla İzmir'i çok daha büyük eserlerle donatmayı sürdüreceğiz. Son 17 yılda yaptığımız 17 katrilyon yatırımla İzmir'in de çehresini değiştirdik.
Tarımda İzmir'e son 17 yılda 4.5 milyar lira hibe desteği verdik.
Bu sene 26 milyon fidanı toprakla buluşturacağız. 4 milyon adet fidan üreteceğiz. Kemalpaşa'da ekoturizm alanı açacağız. 2020'de İzmir ve ilçelerinde toplam 46 adet tarım kooperatif marketini hizmete açacağız.
İzmir'de bir şehir ormanı, 8 mesire yeri ve 3 bal ormanı tesis edeceğiz.
İzmir düşman mezalimine uğramış, bedeller ödemiş ve sonuçta zafer kazanmış olduğu için mücadelenin önemini biliyor. Artık kimse öyle karşınıza dikilip sizinle alenen savaşmıyor. Nice sinsi yöntemle sürdürülen kuralsız bir mücadeleyle karşı karşıyayız.
"GEZİ OLAYLARINDAN SONRA ORTAYA ÇIKAN HİÇBİR HADİSE KENDİLİĞİNDEN ORTAYA ÇIKMAMIŞTIR"
Bizim vesayete, terör örgütlerine, ekonomimize yönelik saldırılara karşı verdiğimiz mücadelelerin karşısında hep bir ittifak vardır. Ülkemizde Gezi olaylarından bu yana ortaya çıkan hiçbir hadise kendiliğinden ortaya çıkmamıştır.
Türkiye, Suriye'de, Libya'da, Doğu Akdeniz'de mücadele verirken içerden tartışmaların başlatıldığını görüyoruz. Bu tartışmalarla Türkiye'nin enerjisi heba edilmek isteniyor. Bu oyunlara gelmeyeceğiz. Ülkemizin sorunları çözme tartışmalarına devam edeceğiz. Ortaya atılan her iddiaya, ithama, iftiraya gereken cevapları verirken, asıl işlerimize de dört elle sarılacağız.
İzmir'deki şu güzel manzaranın bize verdiği mutluluğu hiçbir art niyetli tartışmaya değişmeyiz.
Biz bu güne kadar hep eserlerimizle konuştuk. Bundan sonra da eserlerimizle yaşamaya devam edeceğiz. Varsa bizimle yarışacak birileri buyursun hodri meydan diyoruz.
"TÜRKİYE'NİN SURİYE VE LİBYA POLİTİKALARI NE MACERADIR, NE DE KEYFEKEDER BİR TERCİHTİR"
Türkiye'nin Suriye ve Libya politikaları ne bir maceradır, ne de keyfekeder bir tercihtir. Bunun için ülke ve millet olarak, yeni bir istiklal mücadelesi verdiğimizi söylüyoruz. Bu mücadelede ülkemizin çıkarları ile diğer güçlerin çıkarları zaman zaman çatışıyor. Bunun için gerektiği zaman tek başımıza adımlar atıyor. Yürüttüğümüz mücadelelerde hem siyasi, hem diplomatik hem de askeri gücümüzü kullanıyoruz. Tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz. Kararlı duruş sergilediğimiz her meselede netice almayı başardık. Bugün sıkıntı yaşadığımız noktaların hepsinin geçmişte kararlı duruş sergilenmemesinden kaynaklandığını görüyoruz.
Bay Kemal ne dedi? Dedi ki, Doğu Akdeniz'de tüm ülkeler var. Amerika var, Fransa var, Ingiltere var. Saydı. Sadece Türkiye yok dedi. Biz orada sondaj gemilerimizle vardık. Sismik araştırma gemilerimizle vardık. Bay Kemal sen bunları söylediğinde 2 sondaj gemimiz vardı. Şimdi üçüncüyü de aldık. İki de sismik araştırma gemimiz var. Biz Doğu Akdeniz'de sadece bu gemilerimizle değil, fırkateynlerimizle beraber varız. Uçaklarımızla varız. Biz 500 yıl önce ordaydık, bugün de ordayız.
"ŞEHİTLER TEPESİ BOŞ KALMAYACAK"
Biz Libya'nın meşru yönetimiyle masaya oturduk, imzaları attık. Şu anda biz nerdeyiz? Gayrimeşru, ücretli, lejyoner Hafter'e karşı, yönetici kahraman askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu'ndan ekiplerimizle ordayız. Tabi birkaç tane şehidimiz var. Ama buna karşılık 100'e yakın lejyoneri de etkisiz hale getirdik. Şunu unutmayacağız, şehitler tepesi boş kalmayacak. Bugün Suriye'de, Libya'da vermekten kaçındığımız her mücadele yarın bize daha büyük fatura olarak geri döner. Onun için Gabar'da, Cudi'de, Bester Deresi'nde varız. İşte onun için dağlarda Mehmetçiğimiz hesap soruyor.
"PUTİN, MACRON VE MERKEL İLE GÖRÜŞTÜK, BUNLARDAN SONRA YOL HARİTAMIZI BELİRLEDİK"
Sırf ülkemizi müşkül duruma düşürmek için uluslararası teamüllerin çiğnendiği bir dönemden geçiyoruz.
Dün bir taraftan Sayın Putin'le görüştük, gündüz Macron ve Merkel'le görüştük ve bunlardan sonra yol haritamızı belirledik. Tıpkı Çanakkale'de olduğu gibi küresel güçlerin oyunlarına teslim olmayıp, kendi yolumuzu çiziyoruz. Bu büyük sorumluluğun bilinciyle daha çok çalışacağız, daha kararlı adımlar atacağız.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BERGAMA'DA KONUŞTU
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bergama'da halka hitap etti. Erdoğan şöyle konuştu:
Bergama AK Parti'nin gönül belediyeciliği ile tanışmış oldu. Bu başarıda büyük payı olduğuna inandığım milletvekillerimizi, il, ilçe teşkilatlarımızı, mahalle temsilcilerimizi, hanım ve gençlik kollarımızı, sandık müşahitlerimizi gönülden tebrik ediyorum. Özellikle de Hakan Koştu kardeşimin başkanlığında Bergama inşallah kısa sürede belediye hizmetlerinde hak ettiği konuma gelecektir. Hakan kardeşimiz bir taraftan ilçemizi güzelleştirirken diğer taraftan yılların ihmalini giderecek adımları atacaktır. Bu süreçte şahsım ve milletvekili arkadaşlarım hep birlikte yanında olacağız, gerekli desteği veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.
80 YILDAN FAZLASINI 18 YILA SIĞDIRMAYI BAŞARDIK
18 senedir bütün Türkiye'ye azimle, aşkla hizmet götürüyoruz. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde yılgınlığa kapılmadık. Şehirlerimize hizmet ederken insanların inancına, kılık kıyafetine, meşrebine, mezhebine, hayat tarzına göre ayrım yapmadık. Hangi siyasi görüşten olursa olsun herkesi bağrımıza bastık, baştacı ettik. Bizim dönümüzde Türkiye özgürlüklerle ilerledi, ekonomi, ulaşım, sağlık, tarım, turizmde ülkemiz destan yazdı. Bizden önce yaklaşık 80 yıldır yapılan hizmetlerin kat be kat fazlasını 18 seneye sığdırmayı başardık.
SÖZÜ DİNLENEN PASAPORTUNA İTİBAR EDİLEN BİR ÜLKE
Şu anda Bergama'nın en büyük meydanı şu meydan bunlara şahit. Dış politidaka her akşam televizyon ekranlarında dünyada neler oluyor, neler bitiyor bunları zaten izliyorsunuz. Bunları izlerken de bazı gerçekleri görüyorsunuz. Bundan 20-30 yıl önce 40 yıl önce nasıl bir Türkiye vardı, şimdi nasıl bir Türkiye var bunları görüyorsunuz. El etek öpen değil, Batılı liderlerin karşısında el pençe divan duran liderler değil, masaya oturup onlarla konuşan bir lideriniz var. Sözü dinlenen, pasaportu itibar gören, her adımı dikkatle takip edilen bir ülke konumuna geldik.
İNŞALLAH YAKINDA AKINCI DEVREYE GİRİYOR
Savunma sanayinde yüzde 70'lerin üstüne çıktık. İHA için Amerika'ya 'Bize insansız hava aracı verin' dediğimizde bize 'kongreden geçiremedik' dediler. Şimdi ne oldu? Şimdi biz İHA'mızı yapıyor muyuz? Zaten silahlı insansız hava aracını hiç vermiyorlardı. Şimdi biz SİHA'mızı da yapıyor muyuz? İnşallah yakında, o da test edildi, başarıldı, Akıncı devreye giriyor. Bütün bunlarla Cudi, Gabar, Besler deresinde bu teröristleri inlerine tıkıyoruz inlerine! Teröristler kaçacak delik arıyorsa bundan. Şimdi yerli olarak, milli olarak güçlüyüz. Daha sağlamız ve her geçen gün daha ileri gidiyoruz.
BAY KEMAL KAFAYI SAKARYA'YA TAKMIŞ
Savunma sanayinde hamdolsun yılda 3-4 milyar dolar ihracat yapıyoruz. Şimdi biz artık tankımızı da üretiyoruz. Zırhlı taşıyıcılarımızı da üretiyoruz. Bay Kemal konuşuyor. Bay Kemal kafayı Sakarya'ya takmış. Sakarya'nın evladı Arifiye'deki tank fabrikasının ne işe yaradığını çok iyi biliyor. Biz Arifiye'deki tank fabrikasını satmadık. Tam aksine eski teknolojiye mahkum olan tank fabrikası BMC denilen, ki İzmir'dedir bu fabrika. Şimdi Sakarya'da biz Katar ve Türk şirketleri ortaklaşa olarak yenisini kuruyorlar. İşte bu arada da Arifiye'deki tank fabrikasını da yine BMC, Katarlılarla ortaklaşa buraya 50 milyon dolar yatırım yapmak suretiyle yeniliyorlar ve böylece inşallah tanklarımızı, elimizdekilerin yenilenmesi, bakımı orada, üretim orada. Bütün bu zırlı taşıyıcılar Karasu'da üretimi yapılacak.
BAYAĞI ÜZÜLDÜM! ONU DA ARAMIZDA GÖRMEK İSTERDİM
Yalan Bay Kemal'de bol. Akşam yalan sabah yalan. Onun için bizim tabii yalanda onunla baş etmemiz mümkün değil. Çarşamba günü grup toplantısında bugün biliyorsunuz Aliağa-Menemen Otoyol açılışı yaptık. İzmir milletvekili olduğu için belki gelir. Onu da davet ettik, yahu gelmedi be! Bayağı üzüldüm, onu da aramızda görmek isterdim.
PUTİN İLE 5 MART'TA BİR ARAYA GELECEĞİZ
Putin ile dün konuştum. Merkel ve Macron'a da ifade eettim, 5 Mart'ta tekrar bir araya geleceğiz ve bu meseleyi konuşacağız