Bel fıtığı tedavisinde hastaların sadece yüzde 5'inin ameliyat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Oğuz Karaeminoğulları, “Hastanın muayene ve görüntüleme sonuçlarına göre ilk adım istirahat ve ilaç tedavisidir” diyor. Özelikle ağrıların devam ettiği hasta grubunda girişimsel yöntemlerin (epidural enjeksiyon, radyofrekans teknikleri, disk içi girişimler gibi) denenmesi gerektiğini belirten Oğuz Karaeminoğulları, “Tüm bu yöntemlerden eğer başarı elde edilemiyorsa, bacaklardaki uyuşukluk ve güçsüzlük belirginleşiyorsa, o zaman ameliyat zorunlu hale gelir" uyarısında bulunuyor.
Karaeminoğulları, günümüzde riski en aza indiren 'tam kapalı bel fıtığı ameliyatının' girişimsel yöntemlerle sonuç alınamayan hastaların ameliyat konusundaki çekincelerinin azalmasına da olanak sağladığını ifade ederek, bel fıtığı hastalığından 45 dakikada kurtulmanın mümkün olduğunu şöyle anlatıyor:
RİSKLER ORTADAN KALKIYOR
"Mikroskopik cerrahi ile açık cerrahiye oranla oldukça iyi sonuçlar alınsa da, operasyon sonrasında uzun iyileşme dönemi, omuriliğe yapışıklıklar, fıtığın tekrarlaması ve ileride gelişebilecek bel kayması ve enfeksiyon gibi bazı komplikasyonlarla karşılaşılabilir. Çoğu zaman mikroskopik cerrahi, 'kapalı ameliyat' olarak tanımlanıyor ancak mikroskopik cerrahi de, açık cerrahi ile aynı yaklaşımla uygulanıyor. Tam kapalı bel fıtığı ameliyatında ise çevre dokular korunduğu için bu riskler ortadan kalkıyor. Tam kapalı bel fıtığı ameliyatı sadece 45 dakika sürüyor."