CHP Grup Başkanvekili Altay, Türkiye ekonomisinin duvara çarpmaktansa derin bir uçuruma direksiyon kırdığını ileri sürerek, "Allah Türkiye'yi korusun, maalesef tabloyu hiç de iç açıcı görmüyoruz. Bunun pek çok sebebi var ama en başında devleti yönetenlerin liyakatten, adaletten ve ahlaktan uzaklaşmaları olarak değerlendirmek de mümkün." dedi.
Engin Altay, devlet, millet ve 84 milyonun büyük ve ağır bir bedel ödemeye zorlandığını belirterek, "Ne uğruna? Beyefendinin inadı uğruna. İktisat kurallarında vardır, 'ilk günah' diye nitelendirilen dövizle borçlanma meselesi; Türkiye'de zaten bırakın son yaşadıklarımızı, sadece 2021 yılında dövizle borçlanan koca devletin kur farkından dolayı zararı 1 trilyonu aştı. Mecliste geçen hafta bütçe yapıldı, Türkiye'nin bütçesi 1 trilyon 750 milyar." diye konuştu.
Devletin, ikinci ve daha büyük bir günahla milletin karşısına çıktığını savunan Altay, şöyle devam etti:
"Türk lirasının garantisi Amerikan doları oldu. Artık her şeyin garantisi, endekslendiği belge Amerikan doları. Herhalde bunların aklına 'yerlilik' deyince Amerika'daki Kızılderililer geliyor. Erdoğan'ın yerlilik anlayışı Amerika'da Kızılderililere atfedilen 'yerliler' anlayışından ibaret, öyle anlıyoruz. Dolara, Türkiye ekonomisini bağlamak ne demek? İnsanlık tarihinde zenginden alıp yoksula verme var. Fakat yoksuldan alıp zengine verme projesini resmi olarak devlet hayata geçirdi."
Altay, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin "ekonomi gözlerdeki ışıltıdır" sözlerini eleştirerek, "Ayın 20'sinde bir sürü insanın gözünde ışıltılar parladı, evet. Faturasını milletin ödeyeceği bir avuç azınlığın gözlerinde büyük ışıltı gördük. Ziraat Bankası Genel Müdürüne göre 1 milyar dolar, bir başka bankanın genel müdürüne göre 1 milyar 750 milyon dolar para o gece yüksek kurdan bozuldu. Doları 18 liradan bozduran, mutlu gözlerinde ışık saçan insan, sabah 13 liradan doları geri aldı. Bir gecede 384 bin dolar artı bakiyeye geçti. Bunların gözlerinde ışık var." değerlendirmesinde bulundu.
Bu işlemler neticesindeki faturanın da 84 milyona kesildiğini dile getiren Altay, Türk parasının milletin namusu ve şerefi olduğunu vurguladı.
"Bir ülke kendi parasını bu kadar ayaklar altına alır mı?" sorusunu yönelten Altay, şunları kaydetti:
"İtiraz zor. İtiraz edenlere artık Cumhurbaşkanı çok kaba, çok yaralayıcı laflar etmeye başladı. Vatandaş vergi verecek, araba, buzdolabı alacak vergi verecek. Ben bu vergiyi Hazineye koyacağım. Sonra bankalarda vadeli mevduatı olan insanlara diyorum ki 'dövizi liraya çevir ben sana farkı vereceğim'. Nereden vereceğim, Hazineden. Türkiye bunu 70'li yıllarda yaşadı. Bunun nasıl ağır bir bedel getirdiğini yıllar sonra Özal kamuoyu ile paylaştı. Hakkaniyet, adalet ve insaf yok bunda. Benim bankada param var. Vadeli TL'ye çeviriyorum. Döviz artarsa faiz alıyorum, kur artarsa da farkını Hazineden alıyorum. Senin ne hakkın var bunu bir avuç azınlığa vermeye? Garibanın, döviz sahibini fonladığı bir rejim başladı."
Ayarlama ve dengeleme yapılacaksa asgari ücretin kura göre dengelenmesini isteyen Altay, "Fakir fukaradan alırım, bir avuç zenginin zenginliğini devam ettirmesine fırsat veririm, imkan veririm. Ne uğruna? Kuru dengelemek uğruna. Böyle kur dengelenmez." sözlerini sarf etti.
Altay, politika faizinin indirilmesine rağmen ticari ve tüketici faizlerinin indirilmediğini anımsattı.
Bir inat uğruna Türkiye'nin ateşe atıldığını savunan Altay, "Ben buradan Cumhurbaşkanı'na soruyorum: Politika faizini 5 puan indirmenin ne işe yaradığıyla ilgili peş peşe üç cümle kursun, ben bütün iddialarımı geri çekeceğim. Çık, doğru dürüst bize bunu açıkla." ifadesini kullandı.
CHP'li Altay, kurdaki düşüşün akaryakıt fiyatlarına da yansıtılması gerektiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, faizden para kazananları "asalağa" benzetmesini hatırlatan Altay, şu görüşleri paylaştı:
"Çalışmadan, yorulmadan para kazanan, senin bankalarında döviz ve lirayı yüksek tutan ve kur farkıyla çalışmadan asalak gibi yaşayanlar… Onların hamisi, ağababası sensin. Devlet Denetleme Kurulunu görevlendirmişti hatırlayın, ben Devlet Denetleme Kuruluna soruyorum: 20 Aralık gecesi Ziraat Bankası Genel Müdürünün iddia ettiği 1 milyar doları 17-18 liradan kim sattı, sabah 13 liradan kim geri aldı?
Birileri olağanüstü zengin edildi. Pazartesi açıkladığın program, bir gecede Türkiye'de 1,5 milyar liranın, birilerinin cebine girmesidir. Başarıya ulaştıysa ekmek, akaryakıt, un, yağ, gaz, biber fiyatları ucuzladı mı? Millet gerçekleri görüyor."
Altay, Hazine ve Maliye Bakanlığının söz konusu düzenlemeyi el ilanı ile anlatmasına da tepki göstererek, "Devletsin sen, Resmi Gazete'ye koyacaksın, daha koymadın. Yasal dayanağını ortaya koyacaksın. Bence TBMM'den yasal düzenleme, kanun çıkarılması gerekir. Burası muz cumhuriyeti değil. Merkez Bankası, kuruluş kanununu sayarak bir şeyler koymuş