KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı Müsteşarı Özgür Özarslan, Çayyolu Höyüğü’nde süren arkeolojik kazı alanının önemini vurgulayarak, “Bu çalışmalar sadece Ankara’nın değil, bölgenin de tarihi, kronolojisi açısından önemli bir arkeolojik çalışma vasfını taşıyor” dedi. Çayyolu mevkisinde geçen yıl yapılan kazılar sonucunda bulunarak arkeolojik kazı alanı haline getirilen Çayyolu Höyüğü’nü gezen Özarslan, çalışmaları inceledi. Özarslan, şöyle konuştu:
“Çayyolu Höyüğü’nde yapılan kazılar son derece önemli çünkü bu bölge daha önce Ahlatlıbel’de yapılan çalışmaları da göz önüne alırsak, İlk Tunç Çağı’nın örneklerinin bulunduğu bir kazı alanı olması bakımından önemli. Ama daha önemlisi, kalkolotik (bakır çağı) döneme ait ilk buluntuların göze çarpması. Bu çalışmalar sadece Ankara’nın değil, bölgenin de tarihi, kronolojisi açısından önemli bir arkeolojik çalışma vasfını taşıyor” diye konuştu.
Halkın katkısıyla başladı
Özarslan, iki plankarede çalışılan sahanın bir yerleşim alanı olduğuna değinerek, mimari yapı, ağırşaklar, seramik parçaları, kap kacak parçaları, saç iğneleri, damgalar, hayvan figürleri, boncuk, çıngırak gibi o dönem insanlarının yaşam tarzlarını yansıtacak buluntuların elde edildiğini açıkladı.
“Şehir merkezinde, yaşam alanında arkeolojik kazı yapılmasının dünyada pek rastlanır” olmadığına dikkati çeken Özarslan, Çayyolu Höyüğü’nün bu yönüyle de farklı olduğuna işaret etti. Özarslan, höyüğün yerel halkın da katkısıyla arkeolojik bir alan haline getirildiğini vurgulayarak, “Artık bilinç oluştu. Bu kazı yapılırken bakanlığımın, müzenin, iş yerlerinin, halkın, idarecilerin katkılarıyla bu çalışma ortaya çıktı. O açıdan, bu bilincin Türkiye’de oluşması ve daha da artarak yaygınlaşması bence çıkarılabilecek en önemli derslerden biri olmalıdır” görüşünde bulundu.
Önemli objeler bulunabilir
Çalışmanın amacını bilimsel çalışmalarla tarihi gerçekleri ortaya çıkarmanın yanı sıra, “insanları tarihle iç içe getirmek” olarak ifade eden Özarslan, şunları söyledi:
“Burasını bir eğitim alanı, arkeopark olarak düşünüyoruz. Bütün dünyada müzeler, ören yerleri, arkeolojik alanlar okulların eğitim yerleri olarak düşünülüyor. O yüzden burada bir arkeopark düzenlenmesi planlamaktayız. Önümüzdeki yıllarda da bu çalışmalar devam edecek. Ankara tarihi için de önümüzdeki yıllarda geçmişi yansıtacak önemli objelerin bulunacağına inanıyorum.”