Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmanıdan satır başları;
Amacımız bir yandan salgının olumsuz etkilerini azaltmak, diğer yandan ülkemizi hedeflerine yaklaştırmaktır.
Yargı mensubu CHP'nin istediği gibi davranıyorsa saygı değer, kendi vicdanına göre hareket ediyorsa militan.
Polis, CHP'nin arzusu istikametinde hareket ediyorsa 'aferin', kanuna ve amirlerinin emirlerine göre davranıyorsa 'zorba'. Bunu her meslek grubu için, her fert için uzatmak mümkün.
Türkiye'nin 70 yıldır demokrasi ile yönetildiğini sık sık hatırlatmak gerekiyor. Demokraside asıl olanın sağa sola tehditler yağdırmak değil, ülkeye ve millete hizmet etmek olduğunu da bu hatırlatmanın üzerine eklemeliyiz.
Bu ülkede hiç kimsenin CHP'nin keyfine göre hareket etme, CHP'nin istediği gibi davranma mecburiyeti yoktur.
2053 vizyonumuzun karşısına çok daha geniş vizyonlarla, 2071 hayalimizin karşısına çok daha büyük hayallerle çıkan bir muhalefet görmek istiyoruz.
Proje üretmek yerine başkalarının projelerine payandalık etmek bizim itibar edeceğimiz bir siyaset tarzı değildir.
Dün ne diyor uyuşturucu kaçaklarına bundan sonra organ mafyasına bunlara vergi. Bu ne demek biliyor musunuz?
Uyuşturucu satıcılığı yapabilirsiniz. Organ mafyası olarak örgütler kurabilirsiniz. Sen ne yapıyorsun farkında mısın? Bu ne sapkınlıktır? O zaman gel şöyle bir uyuşturucu örgütünü kur, bir de uyuşturucu örgütü dışında organ mafyasını da kur demektir.
Ayasofya'nın ibadete açılmasından Büyük Çamlıca Camii gibi abidelerin Melike Hatun Camii gibi abi desenlerin ülkemize kazandırılmasında duyduğu rahatsızlığı da unutuyor değiliz.
Aradan geçen bunca yıla rağmen demokrasiyi hazmedemeyenlerin tek parti faşizmi özlemi ile yanıp tutuştuğu anlaşılıyor.
Kur'an-ı Kerim'e inanıyorsanız ona gereken hürmeti göstermek mecburiyetindesiniz.
Ülkemizi geriye değil, ileriye doğru götürecek her hizmetin başımızın üzerinde yeri vardır.
Türkiye'nin geçmişte yaşadığı kavgaları ve ödediği bedellerin arka planında bizi siyasi ve ekonomik olarak geri bırakma hesapların yattığını artık çok daha net görüyoruz.
Bugün de PKK'dan FETÖ'ye kadar envai çeşit terör örgütünü üzerimize salanlar, içeride bunların borazanlığını yapanların ipi dikkat edin aynı şekilde ortaya çıkıyor.
15 Temmuz gecesi milletimiz canı pahasına darbecilere karşı direnirken, tankların açtığı yoldan Bakırköy'e gidip televizyon karşısında kahvesini yudumlayarak demokrasinin yıkılışını bekleyenlere bu rahatlığı verenleri de biliyoruz.
Evet 17-25 darbe girişimini hukuk kılıfına sokmaya çalışanın da 15 Temmuz darbe girişimine tiyatro diyenin de gerisinde aynısını yer aynı zihniyet vardır.
Bu zihniyet PKK'lı teröristlerin hendek kazan arkadaşlar olarak tanımlayandır.
Bu zihniyet YPG'li teröristleri vatanlarını savunan oluşumlar şeklinde takdim edenler, bu zihniyet FETÖ'cüleri haklarını arayan mağdurlar gibi göstermeye çalışandır.
Bu zihniyet şehirlerimizi yakıp yıkan gezicileri aydınlanma hareketi olarak gösterendir.
Bu zihniyetin temsilcisi olan zat işte dün çıktı ülkemize yurt dışından ve yurt içinden kaynak kazandırmak için zaman zaman başvurduğumuz varlık barışı uygulamasını tekrar ediyorum uyuşturucu ,fuhuş organ ticareti ile irtibatlandıracak karar alçaldı.
Evet bunun adı o zatın kendi meşrebinde dahi düşkündür. İşte bu kendi ülkesine ve halkına husumeti siyasetinin merkezine oturtan zihniyeti ona sufle verenlerle birlikte tarihe gömmek hep birlikte boynumuzun borcudur.
Bütçe görüşmelerinde genel başkan yardımcım Efkan bey tüm rakamlarıyla (18 yıl içinde) bu süre içerisinde CHP'nin nereden nereye geldiğini çok açık net ortaya koydu ve kendisinin televizyon programlarında nasıl sözler verdiğini, şu kadar oy alamazsam 'Tabi ki durmam çeker giderim dediği' halde hala nasıl, hangi yüzle o koltukta oturduğunu anlamak mümkün değil.
Türkiye'nin yıldızı yükseldikçe maruz kaldığı saldırıların şiddeti de artıyor. Satranç tahtasında uluslararası arenada giderek daha etkili şekilde oyun kuran Türkiye gerçeği, çatışma ve kaostan beslenenlere eksen kayması adı altında tartışmalarından ülkemizin adının terör örgütleri ile yan yana getirilme çabalarına gerisinde bu rahatsızlık yatıyor.
Gabar'da, Kandil'de, Cudi'de bu teröristleri inlerinde vuracağız dedik vurduk.
Yeni yılda Amerika ve Avrupa ile olan münasebetlerimizde yeni bir sayfa açmayı arzu ediyoruz.
(AIHM'in Selahattin Demirtaş kararı) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bizim mahkemelerimizin yerine geçecek şekilde karar veremez. Sadece burada verilen kararlar mahkemelerimizde değerlendirilir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu kararı iç hukuk yolları tüketilmeden verilmiştir.
Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin bir defa bütün yolları tüketme unsuru olduktan sonra AIHM devreye girebilir. Bu şekilde bu adımı attın, ama şimdi görüyoruz ki burada bütün yollar tüketilmeden bu tür kararları alma yoluna tevessül etmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türkiye nezdinde saygı görmek istiyorsa önce dönüp kendi çelişkilerini sorgulamalıdır. Buradaki tartışmanın konusunun Avrupa Parlamentosu'nun terör örgütü olarak kabul ettiği PKK ile içli dışlı olan, elinde onlarca masumun kanı bulunan, siyasetçi maskeli bir kişi olduğunu tekrar hatırlatmak isterim.
Hibya Haber Ajansı