Benim inancım şu, faiz her kötülüğün hem anası hem de babasıdır. Faiz enflasyonun sebebidir, enflasyon neden değildir, neticedir. Faiz nedendir. Dolayısıyla bizim faizi aşağı çekmemiz lazım” dedi.
TOBB Hizmet Şeref Belgesi Taktim Töreni’nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 24 Haziran seçimleri sonrası için dersini çalıştığını ve hazır olduğunu belirterek 24 Haziran’da görevin tekrar kendisine verilmesi durumunda faiz belası ile mücadelen zaferle çıkacağını söyledi.
“Türkiye hedefine yürümeyi sürdüreceğiz”
“Bizi ne kur spekülatörleri, ne faiz lobisi, ne derecelendirme kuruluşu maskesinin altında gizlenen Türkiye düşmanları ilgilendirmez. Bizim bakacağımız tek yer işte burasıdır” açıklamasında bulunarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, her platformda iş dünyasının taleplerini ve dileklerini dinlediğini belirtti. Erdoğan, “Çoğunluğu yurt dışı kaynaklı manipülasyonlarla Türkiye’yi hedeflerinden uzaklaştırmaya çalışanların önünü hep binlikte kestik. Biz hep birlikte Türkiye’yi büyüttük. Ne yaptıysalar tutmadı. Onlar bizi küçük dalgalarda boğmaya çalıştı, biz hep birlikte ülkemizi güvenli limanlara taşıdık. Yeri geldi kefen paramızı dahi sermayemize eklemek zorunda kaldık ama namerde fırsat vermedik. Yeri geldi hiç beklemediğimiz yerlerden darbeler yedim, ama asla yıkılmadık. Sağlam durdukça, samimiyetle çalışmaya devam ettikçe Rabbim önümüze sürekli yeni kapılar açtı. Bundan sonra da yine sizlerle kol kola büyük ve güçlü Türkiye hedefine yürümeyi sürdüreceğiz” diye konuştu.
“Geçen yılın ortalamasına yakın bir şey bizim tahminimiz”
Ekonominin nazik bir alan olduğunu belirten Erdoğan, “Biz söylentilere, dedikodulara, yalanlara çok açık olan ekonomiye ne derece titizlikle yaklaşıyorsak, birileri de o derece hoyrat şekilde bunun üzerine çullanıyor. Son günlerde yine böyle bir hoyratlıkla karşı karşıyayız. Tamamen küresel ekonomide yaşanan dalgalanmaların yansıması olan gelişmeleri sanki felaket habercisi gibi taktim eden bazı çevreler sizleri ve milletimizi huzursuz etmek için çalışıyorlar. Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında ön sıralarda yer alıyor. İşte geçen yılın ortalaması 7,4 büyüme oranı var. Dünyada biz bir numarayız. OECD ülkeleri arasında iki numarayız. Bu derece büyüme yakalamış olan bir ülke ile ‘kredi derecelendirme kuruluşu şunu söylemiş’ bunları bırakın, bunlar cambaz. Bunlar batmış, bitmiş olan komşuyu dört derece yükselterek, bunlar daha yeni borç para alıyorlar, memurunun maaşını ödeyemiyor, onu dört derece birden yükseltiyor, nasıl oluyor bu iş, Yunanistan’ı söylüyorum. Biz zaten çekildik oradan, o kredi derecelendirme kuruluşunun mensubu değiliz, dolayısıyla bizimle ilgili herhangi bir not verme yetkin yok, sen hangi öğrencilerin hocasıysan onların notu ver, bize veremezsin. Bu sene de ilk çeyrekte gelecek olan şuandaki görünen o, bu geçen yılın ortalamasına yakın bir şey bizim tahminimiz. Bu bir şey gösteriyor, Türkiye artık kabına artık sığmayacak. Seçime gittiğimiz halde inşallah kabına sığmayacak. Çok farklı bir ivmeyi yakalamış durumdayız, birilerini bu çok ciddi manada rahatsız ediyor. Petrol fiyatlarının 40 dolarlar düzeyinden 80 dolara doğru gittiği, küresel finans akışında ciddi daralmanın yaşandığı bir dönemde elde ettiğimiz bu sonuçlar geleceğimiz için hepimize ümit ve güven veriyor. Türkiye kendi içinde sağlam durduğu müddetçe küresel düzeydeki olumsuzların üstesinden biz bir şekilde geliriz. 2008 küresel finans krizi sırasında ülkemiz için yine kıyamet senaryoları yazan vardı. ‘bu kriz Türkiye’ye teğet geçecek’ dedik, öyle oldu. 2009’daki küçük sıkıntıyı, 2010-2011’deki rekor büyümelerle telafi ettik. Benzer bir durumu 15 Temmuz’da yaşadık. Darbenin yapıldığı günün ertesinde Türkiye dimdik ayakta durdu. ‘Bankalar kapanacak, şu olacak, bu olacak’ dediler, ne bankalarımız kapandı ne bankamatikler kapandı, hiçbir şey olmadı. Başka ülkelerde bu darbe olacak, yağmalar başlar, bunları hep görüyoruz. Hamdolsun biz bunların hiç birini yaşamadık. Niye? Zemin sağlam. İnanıyoruz, güveniyoruz. Bütün bu ihanet girişiminin ardından Türkiye’nin ekonomide nakavt olmasını bekleyenlere cevabımızı G-20 içinde birinci, OECD içinde ikinci sırada yer aldığımız bir büyüme oranı ile verdik. Şimdi seçimi dillerine dolamışlar, onun üzerinden piyasaları tedirgin etmeye çalışıyorlar. Bu seçimde ne mi olacak? Bundan önceki 12 seçim ve halk oylamasında ne olduysa o olacak. Milletimiz sandığa gidecek özgür iradesi ile oyunu kullanacak, ortaya çıkacak sonuca herkes rıza gösterecek. Demokrasinin güzelliği budur, biz bu güzelliğe hastayız. Milletimizin iradesine teslim olmuşuz. Niye? Milletimize aşığız da onun için. Bu iş aşık ile maşuk meselesi, onun için aşık ile maşuk arasına girilmez” şeklinde konuştu.
“Birileri 15 kişiyi bir yerlere gönderebilir, biz bunu yapamayız”
Milletin 24 Haziran’da tercihini yine istikrardan, huzurdan, güvenden yana kullanacağından şüphe duymadığını belirten Erdoğan, “Ben ana muhalefet gibi kalkıp ta mecbursunuz demem ha, haşa. Milletime ‘sen bize vermeye mecbursun’ ifadesini kullanma saygısızlığını göstermem. O irade satın alınamaz. Birileri 15 kişiyi bir yerlere gönderebilir, biz bunu yapamayız. Bunlar geçmişte Güneş Motel’lerde yapıldı, ağlaya ağlaya gittiler, güle oynaya geldiler. Garip şeyler oluyor Türkiye’de. 24 Haziran’da benim milletim bu oyunları çevirenlerin oyunlarını bozacak. Böyle şey olur mu? Bu ülkeyi ne hallere getirmeye gayret ediyorlar. Hesaplarınızı seçimin yapılacağı pazara göre değil, 2023 hedeflerimize göre yapın, yolunuza da böyle devam edin, emin olun hiç biriniz pişman olmayacak” ifadelerini kullandı.
“Milletim görevi tekrar verdiğinde bu faiz belası ile mücadeleden zaferle çıkacağımı söylüyorum”
Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde yapılan ekonomi toplantısından bahseden Erdoğan, “Madem piyasalarda bir tedirginlik var, öyleyse bunun teşhisini yapmak ve tedbirini almak bizim görevimizdir. Geçen oturduk arkadaşlarla, ekonomiden sorumlu olan bütün arkadaşlarla değerlendirme yaptık. Hemen ertesi gün o değerlendirme kendisini gösterdi. Bir anda kur oynamaya başladı lehte. Allah nasip ederde şu 24 Haziran’da milletim görevi tekrar verdiğinde bu faiz belası ile mücadeleden zaferle çıkacağımı söylüyorum. Benim inancım şu, faiz her kötülüğün hem anası hem de babasıdır. Faiz enflasyonun sebebidir, enflasyon neden değildir, neticedir. Faiz nedendir. Dolayısıyla bizim faizi aşağı çekmemiz lazım. Amerika’da böyle, Japonya’da Avrupa’da, İsrail’de böyle. Bize ne oluyor. Biz faizi yüksek tutmakla övünüyoruz, oyuna, tezgaha geliyoruz, Biz geldiğimiz de 63’tü, indirdik, o zaman enflasyon 30’du o da inmeye başladı. 4,6’ya kadar indirdik, o zaman Batı bizde Gezi olaylarını patlattı. Biz bunu arkadaşlarımıza bile anlatamadık. Şimdi kısa, orta ve uzun vadeli bir takım tedbirleri hayata geçirmeye karar verdik. Bunlardan bir kısmı zaten yürüyen süreçlerle ilgiliydi, onları hızlandırdık, gereken tadilatları süratle yaptık, Mecliste görüşülen varlık barışı kanunu bunlardan birisiydi. İş yapma kolaylığı ve teşviklerle ilgili düzenlemeleri zaten biliyorsunuz. Kamu bankalarının öncülüğünde gayri menkul sektörünü hareketlendirmeye yönelik düşük faizli kredi uygulamasını dün başlattık. Kredi Garanti Fonu’nda mevcut kaynağın daha kolay bir şekilde kullanılabilmesine yönelik çalışma kısa sürede sonuçlandırılacak. Ama emeklilerimize iki dini bayramda verilecek ikramiyeler başta olmak üzere dar gelirli kesimleri desteklemeye yönelik adımların da ekonomiye olumlu yansımaları olacak. Emeklilerimizin ayrıca aldıkları 250 lira maaşın 500 liraya çıkartılması bile piyasaya bir imkan getirecektir. Bütün bu tedbirleri hayata geçirirken para ve maliye politikalarındaki temel çizgilerimizden de asla taviz vermiyoruz. Bütçe disiplininden hiçbir zaman taviz vermedik. Vermeyeceğiz. Açık piyasa ekonomisi Türkiye’nin vazgeçilmezidir. Her ne yapılıyorsa piyasa ekonomisi kuralları çerçevesinde yapılıyor ve bu şekilde devam edecektir. Türkiye’yi sadece mevcut kaynaklarımızla istediğimiz düzeyde büyütemeyeceğimizin farkındayız. Öyle kolay kolay büyümez. Bunun için uluslararası yatırımcıları özellikle ülkemize çekmeye, ülkemizdeki yatırımcıları yeni yatırımlara teşvik etmeye ihtiyacımız var. Sürekli istikrar ve güven ortamına vurgu yapmamızın sebebi yatırımcılara ülkemizin cazibesini göstermek içindir. Hocam para için ‘ürkektir, aynen civa gibidir, kendisi için uygun olan yer neresiyle para oraya kaçar’ dedirdi, gerçekten böyle. Onun için kendini güvenli hissettiği yere para akar. Elimizdeki imkanları yatırım için yer arayan sermayeyi ülkemize yönlendirmek için kullanmak mecburiyetindeyiz, burada sizin desteklerinize, yardımlarınıza ihtiyacımız var. Başka ülkelere yüzde 2’lik, 3’lük büyümeler yetebilir ama bize yetmez. Bizim yüzde 7’nin altına düşmeyen, hatta mümkünse çift haneli rakamlara giden büyüme oranlarını hedeflememiz gerekiyor. Bunu beraber yapacağız. Dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmemiz için kısa sürede iki kat daha büyümeye ihtiyacımız var. Bunu sizlerle başaracağız, hiç şüphem yok”
“Zaten biz Batı’nın oyununu bozmakla mükellefiz”
Dersini iyi çalıştığını söyleyen Erdoğan, “Yeni dönemde kararları daha hızlı şekilde alabileceğimiz, daha etkin şekilde uygulayabileceğimiz araçlara sahip olacağız. Dersimi iyi çalıştım, hazırım. 25 Haziran’dan itibaren hazırlıklarımızla meydana çıkacağız. Aldığımız ve alacağımız tedbirlerle piyasalara kasıtlı olarak pompalanan o karamsarlık havasını seçime kalmadan dağıtacak ve yolumuza kararlılıkla devam edeceğiz” dedi.
İstihdam çalışmalarına da değinen Erdoğan, “Sizler istihdam seferberliği için çağrı yaptığımda hiç tereddüt etmeden elinizi taşın altına koydunuz. 1,5 milyon işsize iş imkanı sağlandı. Bunu devam ettirelim. Ne olacak iki tane garip işsiz varsa, benim buradaki kardeşlerim işyerlerindeki kapıyı açtıklarında ne kaybederler, kazanırlar. Bu oyun bozar. Batı’nın oyununu bozar. Zaten biz Batı’nın oyununu bozmakla mükellefiz” diye konuştu.
Erdoğan, yerli otomobile ilişkin ise, “Yerli otomobil ile çalışmalar gayet işi bir noktaya ulaştı. Aslında bugün bazı sürprizler de olacaktı ama maalesef aksamalar oldu galiba, onu erteledik. Çok yakında meyvesini görmeye başlayacağız” şeklinde konuştu.