Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmaından satır başları şöyle:
"Gelişmiş ülkelerin bile bocaladığı salgın döneminide en az hasarla geçirdik.
Son yaptığımız destek ve ödemeler tutarı haziran sonu itibarıyla 181 milyar liraya ulaşacaktır.
Türkiye'nin 2021 büyüme oranının tahminlerin çok ötesinde gerçekleşeceğine yürekten inanıyorum.
Finans piyasalarında zaman zaman görülen ülkemizin ekonomik gerçekleri ile ilgisi olmayan önemli bir kısmı manipülasyon ürünü olan kırılganlıkları önlenmesine yönelik ilave tedbirler alıyoruz.
Son dönemde ülkemizdeki güven ve istikrar iklimini özellikle de çok yönlü saldırıların gerisinde insanımızın gençlerimizin karamsarlığa sürükleme çabaları açıktır. Allah'ın yardımı ve milletimizin desteğiyle nice oyunları ve tuzakları bozduğumuz gibi bu sinsi operasyonu da akamete uğratacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
İnşallah hep birlikte ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştıracak evlatlarımıza 2053 vizyonlarını gerçekleştirebilecekleri Türkiye'yi bırakacağız.
Ak Partiyi iktidara getirerek yeni bir dönemin perdelerini açmıştır. Hükümeti devraldığımız da milletimize Türkiye'yi 4 temel sütun üzerinde yükseltme sözü verdik. ( Eğitim Sağlık Adalet Emniyet).
Ülkemizdeki sağlık hizmetlerini görüp de hayranlık duymayan kimseye rastlamadım. Gelişmiş ülkelerde yıllar sonrasına randevu verilen sağlık hizmetlerini bizim vatandaşımız başvurduğu anda alabilme imkanına sahiptir.
Pek çok ülkeden Türkiye'ye gelerek bu alt yapıyı ve sistemi kendilerine nasıl uyarlayabileceklerinin incelemesini yapmaktadır.
Yargının dışa bağımlılığı nedir.? Vesayete selam duran darbelerin darbe girişimlerinin aparatı olan vicdanını ve aklını kiraya veren bir yargı dışa bağımlıdır. İşte buna son verdik. Bu işi bitirdik.
Adalet mülkün temeli bağımsız ve tarafsız yargı da adaletin geçmişte hizmet eden adeta oligarşik bir yapının sözcülüğünü yapan hakimler ve savcılar kurullarını hatırlayın.
Feto'nun yargıyı araçsallaştırılması hakimler ve savcılar kurulunun da bunun bekçiliği ile görevlendirildiği dönemlerin acı tecrübelerini hep birlikte ağır bedeller ödeyerek yaşadık.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1921 anayasasını şöyle tanıtıyor; taklit ile kanun olmaz. Kanuna hakiki olmak lazımdır. Kanuna tabi olmak lazımdır işte. Efendiler kanuni esasi böyle bir kanunu hakikidir. Çünkü milletimizin vicdanında kanaatinden çıkmıştır. İnşallah yeni anayasada milletin vicdanından milletin kanaatinden çıkacak yarınlarımıza gelecek nesillere bırakacağımız en değerli miras olacaktır.
Reformu çalışmalarımızda ilk sıraları daima adaletin en ideal şekilde tecellisini sağlayacak çalışmalara ayırarak milletin sesine kulak verdik.
Reform sürecimizin bir parçası olan 4 yargı paketi de yakında meclisimize sunulacaktır.
Suç çetelerinin çeşitli görünümler altındaki uluslararası ajanların ve onların yerli işbirlikçilerinin cirit attığı Türkiye'yi milletimizin başını huzurla yastığına koyabildiği güvenli bir ülke haline getirdik.
Biraz önce özetle ifade edeyim adalet reformları ve idari düzenlemelerle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamını tüm hak ve özgürlüklerden eşit düzeyde faydalanabilmesinin sağlayacak zemini oluşturduğu çözüm süreci diye hafızalara kazınan yöntemle terör örgütünü suhuletle sınırlarımızdan çıkarmanın yollarını aradık.
PKK terör örgütünün bu hasbi ve harbi yaklaşımınızı kendi hain emelleri için kullanmaya çalıştığını görünce de teröristlerin başını ezmekde tereddüt etmedik.
Sınırlarımız içinde felç ettiğimiz terör örgütünün sınırlarımız dışında da tehdit olmaktan çıkarıyoruz.
Pek cok terör örgütünü eylem yapamaz hale getirdik.
Vatandaşlarımızın tek başvuru merciinin güvenlik güçlerimiz ve yargı kurumlarımız olmasını sağlayın. Bir dönem ülkenin dört bir yanında türemiş kerameti kendinden menkul cafcaflı lakaplarla anılan sözde babaların racon kestiği Türkiye'yi hukuktan başka yöntemlerin geçerli olmadığı bir seviyeye getirdik.
Özellikle uyuşturucu suçları ile mücadele ederken kimsenin gözünün yaşına bakmadan dünyada uyuşturucu suçlarına en ağır cezaların verildiği ülkelerin başında geliyoruz.
Uyuşturucu ile yürüttüğümüz başarılı mücadelemizle uyuşturucuya bağlı ölümlerde 1/3 oranında azalmıştır.
Bu başarılar vatandaşımızın devletine olan güvenini artırırken birilerini de rahatsız etmiştir.
Gelin hanım beni Netanyahu'nun yanına koyuyor ve onun ardından da memleketim Rize'ye gidiyor. Gelin hanıma memleketimize de görüldüğü gibi gayet güzel ders veriliyor.
Rize'nin uşağına bu şekilde hakaret edip onu Netenyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya kalkarsan yapılacak olan budur. Yine dua et gelin hanıma çok ileri gitmeden bir ders verdiler.
Rizelinin edebini adabını gösterir.
Daha dur bakalım bunlar iyi günler. Her şeyden önce bu ülkede Ahde Vefa denilen bir şey vardır. Ahde vefa olmazsa bu millet affetmez. Bütün bunlarla beraber bizler hep bu ülkede gerçekten saygıya dayalı bir siyasetin yanında olduk. Saygıya dayalı bir siyasetin oturmasını istedik ve bunun çalışmasını yaptık yapmaya da devam ediyoruz.
İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu'yu hedef alan saldırıların gerisinde ülkemizde sağlanan bu huzur ve güven ikliminden duyulan bir rahatsızlık var terör örgütleri gibi suç örgütleri ile mücadelesinde de İçişleri Bakanımızın yanında olduk yanındayız.
Ülkemizde yıllarca Bakanlık, Başbakanlık ve Meclis Başkanlığı yapmış Binali Yıldırım arkadaşımızın da oğlu üzerinden hedefe alınması asıl niyeti gösteren bir başka işarettir. Şimdiye kadar nasıl şahsımız partimiz ve çalışma arkadaşlarımız üzerinden ülkemize yönelik hiçbir saldırıya eyvallah etmediysek bu tezgahı da Allah'ın izniyle bozacağız.
Suç çeteleri mensupları nereye kaçarsa kaçsın takip ediyoruz bu tezgahı bozacağız.
Gezi olaylarından biri ülkemizin kesintisiz olarak maruz kaldığı saldırılarda kullanılan araçları birer birer devre dışı bıraktıkça yenileri ile karşımıza çıkıyorlar.
Çukur eylemleri ile elde edemediklerini Suriye sınırlarımız boyunca terör koridoru kurarak ulaşma hayallerini gerçekleştirdiğimiz hareketlerle başlarına yıktık.
Türkiye'de sosyal kaos denemeleriyle terör örgütleriyle darbe girişimleri ile ekonomik tuzaklarla başarılı olmayan değişimin siyasete müdahale ile yapılacağını söyleyenler olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Ortada makul mantıklı saygılı hiçbir sebep olmadığı halde seçimin 2023'te yapılacağını defalarca tekrarlamış olmamıza rağmen Erken seçim teranesi tutturanların sufleyi nereden aldıkları açıktır.
Boşuna uğraşmayın seçim Haziran 2023'tür.
Dün vesayet güçlerinden terör örgütlerinden kirli ekonomik faktörlerden; bugün suç çetelerinden medet umacak kadar çapsız ilkesiz ufuksuz bir kendini kullandırmaya, ülke düşmanlarının değirmenine su taşımaya, milletin umutlarını küçük hesaplarına meze etmeye, bu kadar gönüllü bir muhalefetin olduğu yerde terör örgütlerine de çetelere de gün doğuyor.
Tek yaptıkları kendi içlerindeki taciz, tecavüz, hırsızlık, arsızlık hadislerini örtmek için kürsülerden cevapları belgeleri ile defalarca verilmiş yalanları iftiraları tekrarlamaktan ibarettir.
CHP Genel Merkezi tecavüzcülerin onları koruyanların işgali altındadır. Şu anda CHP Genel Merkezi hırsızların onları koruyanların işgali altındadır. Genel Merkezi terör örgütlerinin siyasi uzantılarının ve teröristleri koruyanların işgali altındadır. Şu anda CHP Genel Merkezi milletimizin değerlerine savaş açmış marjinallerin yolları koruyanların işgali altındadır.
Eser ve hizmet siyaseti üzerinden yapmaları çağrısında bulunuyoruz ama maalesef karşımızdakiler hayırda yarış diyebileceğimiz bu siyaset anlayışından fellik fellik kaçmaktadır.
Tabii biz bunlara takılmıyor işimize bakıyoruz. İşte önceki gün ülkemizi ziyaret eden Polonya Cumhurbaşkanı Sayın Duda verimli bir görüşme gerçekleştirdik.
Türkiye'nin köklü ilişkilerinin bulunduğu Polonya ile yakın dönemde de önemli işbirliklerimiz olmuştur. Özellikle Savunma Sanayinde bu işbirliğinin oldukça verimli sonuçlarının ortaya çıktığını görüyoruz.
İkinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'ye gelen 37 Polonyalı mühendisin yardımıyla fabrikalarımızda imal edilmek üzere çeşitli uçak tasarımları da yine o dönemde yapılmıştır. Sovyetler Birliği'nin işgalinin ardından ülkelerini terk etmek zorunda kalan Polonyalı mühendislerin ortak uçak üretimi için yaptıkları başvuru dönemin Milli Savunma Bakanlığının olumsuz görüşü üzerine reddedilmiştir.
Türkiye işte bu ihanetlerden yaklaşık 70 yıl sonra Polonya ile insansız hava araçları satışı konusunda anlaşma imzalamıştır.
Tek fark bu defa satıcı biziz! Alıcının Polonya tarafı olmasıdır! Tabii bir başka güzel tarafı da var. Bu anlaşma Türkiye'nin NATO ve Avrupa Birliği üyesi bir ülke yaptığı ilk yüksek teknolojiye sahip insansız hava aracı satışı olması bakımından da çok önemlidir.
4 farklı ülkede 180 adet Bayraktar insansız hava aracımız faaliyet göstermektedir.
İnsansız hava araçlarımızın sahada gösterdiği başarılar adeta savaş stratejilerinin yeni baştan yazılmasını gerektirecek sonuçlara yol açmıştır. Mevcut insansız hava araçlarımızın bir üst versiyonu olan Akıncı da devreye girdiğinde bu tablo çok daha sarsıcı şekilde değişecektir.
Amacımız tamamen yapay zeka bilgisayarları ile kontrol edilen insansız savaş uçağına ilk kavuşan ülkelerden biri olmaktadır. Böylece dünyanın halen peşinde koştuğu 5. nesil savaş uçaklarının da ötesinde bir seviyeye Allah'ın izniyle ulaşacağız.
Bu doğrultuda geliştirmeye başladığımız silahlı insansız savaş uçağımızı İnşallah 2023 yılında semahlarımız da uçurmayı planlıyoruz.
Görüldüğü gibi bizim gündemimizde tasarlamak geliştirmek üretmek ihraç etmek oluşturmak ülkemizi büyütmek güçlendirmek hedeflerine bir an önce ulaştırmak var. Görüldüğü gibi burada sadece araç-gereç değil artık mühimmat da tamamı ile biz kendimiz üretir hale geldik.
Önümüzün akıl ve izan dışı iftiralarla yalanlarla provokatif ve sansasyonel operasyonlarla kesilmeye çalışılması doğru yönde ilerlediğimizin işaretidir.
Dün ülkemizde diz çöktüremeyeceksiniz demiştik. Bugün de ülkemize diz çöktüremeyeceksiniz diyoruz. Dün milletimizi esir alamayacaksınız demiştik. Bugünde milletimizi esir alamayacaksınız diyoruz. Dün ezanımızı susturamayacaksınız, bayrağımızı indiremeyeceksiniz demiştik. Bugün de aynısını söylüyor milletimiz günü saati geldiğinde tıpkı vesayet düşkünleri gibi tıpkı PKK gibi tıpkı Feto gibi tıpkı DEAŞ gibi tıpkı ekonomik tetikçiler gibi bugün operasyon aygıtlarına da ders verecektir.
Yeter ki biz kalbimizde zihnimizde hayatımızda hayallerimizde ayrı düşmeyelim.
Biz doğru olalım eğri zaten belasını bulur. İstikametimizi bozmayalım yolunu şaşıranlar zaten yardan aşağı uçar.
Hibya Haber Ajansı