Seminerde tabii yapısı bozulmuş veya menşei bilinmeyen, şüpheli tüketim maddelerinden korunmanın yanı sıra; farklı inanç sahiplerinin inançlarına saygılı, insan tüketimine uygun, temiz, kaliteli ve ekonomik beslenmelerini sağlamak ve başta insan nesli olmak üzere, tüm canlıların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için çözümler geliştirmek için gerçekleştirilen mücadele anlatıldı.
Silaha dönüştü
Sağlık ve gıda güvenliği sorunlarına karşı çözüm üretmek ve tüketiciyi bilinçlendirmek için oluşturulmuş; araştırma, bilgilendirme ve belgelendirme amaçlı Gıda Güvenliği Hareketi’nin başkanlığını yapan Kemal Özer, ilk insandan bugüne, hayatımızın devamlılığını sağlayan temel unsurun gıda olduğunu belirtti. Küresel kapitalizm ve emperyalizmin insanlığın ihtiyaç duyduğu temel ihtiyaçları tekelinde tutarak, ulusları egemenliği altına almaya çalıştığını ifade eden Kemal Özer, şöyle konuştu: “Önce yer altı kaynakları, sonra yer üstü kaynakları, sonra vazgeçilmez temel ihtiyaçlarımızdan su ve gıda, uluslararası kapitalizmin ve emperyalizmin elinde mükemmel bir silaha dönüşüyor. Her şey gözlerimizin önünde olup biterken; yaşananlara bu derece bigane kalmamızın kolayca izah edilmesi güç görünüyor.”
Bilinçsiz ilaç kullanımı
Bilinçsiz kullanılan zirai ilaçların, hormonların, gümrüklerden giren genetiği değiştirilmiş (GDO) ürünlerin Türk insanının yeni ve en büyük düşmanı olduğunu anlatan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Artık ’doğal’ olan, tarih olmuştur. Önüne gelen herkes ürününün ’doğal’ olduğu iddiasındadır. Ancak, artık doğal olan yalan olanla eşitlenmiştir.”