Ankara Devlet Protokolü ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen iftarda bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son Amerika ziyaretinde PKK’lı ve FETÖ’cü teröristler tarafından yapılan gösterilere Türk vatandaşlarının ve koruma polislerin müdahale etmesi olayına ilişkin 2 vatandaşın gözaltına alınması ve 12 koruma polisi için tutuklama kararı çıkartılmasına ilişkin, “PKK terör örgütü, FETÖ’cüler hep birlikte birleştiler, 40-50 metre mesafede şahsıma karşı gösteri yapıyorlar. Amerikan polisi dokunmuyor. Hiçbir şey yapmadıkları gibi onlara karşı müdahalede bulunan bizim soydaşlarımızdan, vatandaşlarımızdan iki tanesini içeriye almışlar. Böyle şey olabilir mi? Diğer taraftan da benim korumalarımdan 12 tanesi için tutuklama kararı çıkartmışlar. Bu nasıl bir yasadır, bu nasıl bir hukuktur. Bu korumalar beni korumayacaksa niçin ben bunları yanımda Amerika’ya götürüyorum” açıklamasında bulundu.
“Bu korumalar beni korumayacaksa niçin ben bunları yanımda Amerika’ya götürüyorum”
Son Amerika ziyaretinde PKK’lı ve FETÖ’cü teröristlerin kendisine yönelik yaptıkları gösterilere Türk vatandaşlarının ve korumaların müdahale ettiği olayı hatırlatan Erdoğan, “Amerika’daydım, son ziyaretim, PKK terör örgütü, FETÖ’cüler hep birlikte birleştiler, 40-50 metre mesafede şahsıma karşı gösteri yapıyorlar. Amerikan polisi dokunmuyor. Acaba benzer bir şey Türkiye’de yapılmış olsa tavır ne olur? Hiçbir şey yapmadıkları gibi onlara karşı müdahalede bulunan bizim soydaşlarımızdan, vatandaşlarımızdan iki tanesini içeriye almışlar. Böyle şey olabilir mi? Diğer taraftan da benim korumalarımdan 12 tanesi için tutuklama kararı çıkartmışlar. Bu nasıl bir yasadır, bu nasıl bir hukuktur. Bu korumalar beni korumayacaksa niçin ben bunları yanımda Amerika’ya götürüyorum. Amerika’nın Hansı ile Corcu ile mi ben kendimi koruyacağım? Amerika’nın liderleri ülkeme geldiği zaman bırakın Türk şoförünü, Türk polisini bile arabaya oturtmazlar. Biz oraya gittiğimizde ‘hayır, illa biz kendi koruma polisimizi buraya oturtacağız.’ Benim polisim var, istemiyorum, ‘yok, biz kimseye emanet edemeyiz.’ Bir de böyle caka satıyorlar. Tabi bunun çeşitli siyasi, hukuki mücadelesini vereceğiz ama bu tür gerçekleri anlatmak istiyorum. Dünyada kanun denince, hukuk denince neyi, nasıl anladıklarını çok iyi bilmemiz lazım. İsimlerimizi tarihe altın harflerle yazdırmakta, suya yazılan yazı misali kaybolup gitmek te bizim elimizdedir. Gelin Ülkemizin bu yeni kurtuluş savaşını hep birlikte verelim. Her birimiz kendi cephemizde milletimize zaferlerin en büyüklerini armağan edelim” dedi