Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor Yerel Haberler Teknoloji Kim Kimdir?
'Yeni Kamu Binalarına Yeşil Sertifika Zorunluluğu Geliyor
"Yeni Kamu Binalarına Yeşil Sertifika Zorunluluğu Geliyor
Dijital Terörizm Milli Güvenlik Sorunu, Herkes Sorumluluk Almalı
Dijital Terörizm Milli Güvenlik Sorunu, Herkes Sorumluluk Almalı
Erdoğan:UCM’nin Kararı, İnsanlık Adına Büyük Bir Adım
Erdoğan:UCM’nin Kararı, İnsanlık Adına Büyük Bir Adım
Tekin, Öğretmenler Günü'nde Mesleki Düzenlemeleri ve Eğitimdeki Değişimi Anlattı
Tekin, Öğretmenler Günü'nde Mesleki Düzenlemeleri ve Eğitimdeki Değişimi Anlattı
İŞKUR Aday Havuz Sistemiyle 50 Bin İş Arayana Ulaşıldı
İŞKUR Aday Havuz Sistemiyle 50 Bin İş Arayana Ulaşıldı
HABERLER>GÜNDEM
29 Nisan 2009 Çarşamba - 12:08

Genelkurmay'dan açıklama

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, Genelkurmay Karargahı'nda “İletişim Toplantısı” yapıyor. İşte Başbuğ'un açıklamaları...

Genelkurmay dan açıklama

GİZLİ CEPHANELİK AÇIKLAMASI

- Poyrazköy’deki arazi ile ilgili biraz bilgi vermek istiyorum. Beykoz’daki arazi milli savunma Bakanlığı’na ait bir arazi değildir. Vakfa ait bit arazi. Arazi ikinci derecede askeri yasak bölgedir. Bu bölgelerin özellikleri nedir? Bu ikinci derece askeri yasak bölgelere sadece yabancılar giremez. TC vatandaşları eğer imar izni alır askeri yasak bölgeden de bir şeyi yoksa burada bina da yapar faaliyet de yapar. Oraya herkes girebilir. Poyrazköy’le ilgili olarak Bakanlar Kurulu’nun herhangi bir kısıtlama kararı yok.

- Mühimmat konusu üzerinde sadece bir kafile numarası var. Bir taarruz el bombası üretilmiş. 6380 tane üretilmiş. Hepsinde aynı numara var. Bu çeşitli birliklere dağıtılmış. Yine mesela bir lav dağırılmış 4500 tane üretilmiş. Önemli olan diğer bir husus bu üretilen MKE tarafından üretilen mühimmat hepsi TSK’nın envanterine girmiyor. Bazıları emniyetin ihtiyaçlarını karşılamak üzere onarla da gidiyor. Mesela lav, hakem bombası, bubi tuzakları, işaret fişekleri… Bunlar sadece TSK’nın envanterine giren mühimmat. Ben bulunan malzeme şurdandır, bundandır iması yapmıyorum. Sadece bilgi olarka söylüyorum. Konunun  karmaşıklığını çizmek için söylüyorum.

- Konunun karmaşık olduğunu net olarak anlatmak için söylüyorum. İşin zorluğunu herhalde ifade etmeye çalıştım. Kamuoyunda biraz yanlış bilinen biz bu konuyu açıklamadık net olarak belki hata bizde. Şimdi deniyor ki bulunan mühimmatın bir kısmı TSK’nın özel kuvvetlere ait gömülü mühimmat olabilir.1986’ya kadar TSK’nın özel kuvvetlere ait gömülü mühimmatı vardı. 86’dan sonra o gömülü mühimmatın tümünün toplatılarak depolara konulması talkimatı verildi. 1998’de tamamlandı bu işlem. TSK’nın Türkiye sathında hiçbir yerde gömülü silah ve mühimmatı yoktur. Bizlere düşen görev bu ihimmatı ilişkin sistemimizi bütün sonuçlarıyla gözden geçirerek daha sağlıklı sisteme sokmak. Bundan en çokm zarar gören bizi. Bir şey olunca hemen ilişki kurulmaya çalışıyor. Biz geçen yıldan bu yana bu konuda mesafe aldık.

1 – El bombaları ve lav önemli mühimmat. Her el bombası ve lava özel stok numarası vermemiz lazım. Bu numaranın silinmemesi lazım. Silindiğinde de o numarayı görmemiz lazım.

Bulsalar dahi silme olanağı olmayacak. Buna başladık. Envanterde olanlara kısa zamanda bunu yapmak kolay mı? Bütün sistemimizi zorluyroz. El bombaları gibi dolau olan mühimmatta içini açıp yazma imkanımız yok. Bu zaman alacak. Bahsettiğimiz mühimmat 10 binler, yüzbinlerle ifade edilen rakamlar.

 2 – Örneğin herhangi bir yerde mühimmat veya silah bulunduğu zaman Ankara’da kuvvet komutanlıklarından o kafile mühimmat hangi birliktense nokta denetleyicisi gönderiyoruz. Her olaydan sonra birliklerden resmi rapor alıyoruz, mühimmat tamam mı eksik mi? .bu sistemi yaklaşık bir yıldır çalıştırıyoruz.

Biraz sabırlı olalım. Yargının bu konu ile ilgili kararlarını bekleyelim. Bazen de yargımız maalesef zaman olarak da biraz işliyor. Bu mühimmatın kimler tarafından ne amaçla yapıldığını yargıya bıraktık. Şimdi sabırla beklemek zorundayız. Genelkurmay bulsun diyorlar kim yaptı diye. Bu bizim işimiz değil.

Silah ve mühimmatla ilgili olarak sizlerle paylaşacağım bilgiler bunlardır. Bu konu bizi de rahatsız etmektedir. Üzerimize düşen görevleri zamanında ben yapılması gerekenlerin yapıldığını sizlerle paylaştım. Mühimmatın kontrolü için bazı düzenlemelerin alınma ihtiyacı var. 1 yıldır bu konunun üzerinde ciddi şekilde duruyoruz. Bazılarında mesafe aldık.

Birliklerden aldığımız resmi raporlarda da kayıtlarımıza göre mühimmat eksiğimiz gözükmüyor. Bu mühimmatın nerden geldiği sorusu kaynaklardan biri Irak. Irak her açıdan bize problem. 4-5 sene önceki Irak’a gittiğiniz zaman sokakta parayı verin silahı çantayı koyun getirin, öyle bir durum vardı. Şimdi durum nasıl bilmiyorum ama. Diğer kaynak iç güvenlik ahrekatında bazı güçlükelrimiz var. Operasyona çıkan bir birliğin operasyondan sonra üzerindeki mühimmatı tam kontrol etmeniz zor. Diyoruz ki atıştan sonra el kovanalrını topla. Operasyondaki birliğe bunu diyebilir misiniz? Hem çatış, hem boş kovanları topla. Mühimmat sarf malzemesi. Sarf belgelerinin daha üst rütbeler tarafaından onaylanma zorunluluğunu getiridk kontrolü daha iyi olsun diye. Bu güvensizlik değil. Eskiden Komando Tugayı’nda görev yapan komando çavuşu bunu simge olarak görüyordu. Operasyonda boş el bombasını saklıyordu. Köyüne gittiğinde bu el bombası diye gösteriyordu. Son nokta ise her bulunan silah ve mühimmat konusu olduğu anda silahlı kuvvetler olduğu anda konuda ismi geçenlerle ilgili olarak askeri yargı sistemini çalıştırıyoruz. Askeri savcılar hemen o olayla ilgili soruşturmasını açıyor. Askeri soruşturma açılmayan hiçbir konu yoktur. Yarbaya ait silahlar tabi iddiadır. Bunu yargı değerlendirecek. Soruşturma sonuçlanmak üzere. Poyrazköy’De bulunan malzemelerle ilgili iddialarla ilgili Kuzey deniz Saha Komuıtanlığı’nda soruşturma aynı gün açılmıştır. 

9 EVLADIMIZ ŞEHİT OLDU

- Bu ikinci iletişim toplantımız. Toplantıya maalesef üzücü bir olayla başlıyoruz. Her zaman ifade ediyorum Türkiye aslında terörle yaşayan bir ülke. Bu sabah Diyarbakır’da yaşananlar, iki gün önce İstanbul’da yaşananlar. 

- Bu sabah Diyarbakır Bölgesi’nde Lice Genç yolu üzerinde yol emniyeti için daha sonra konvoy intikali vardı, bir tank ve bir zırhlı personel taşıyıcı geçiyordu. Olayın olduğu yerde tank aynı yerden geçiyor, arkasından M-113 zurhlı personel taşıyıcı aynı eyrden geçerken patlama olayı oluyor.

- Ve bu patlama olayı sırasında elbette yüreğimizi yakan 9 tane vatan evladı şehit oldu. 9 personelimizin 2 tanesi uzman, diğerleri normal er. Zırhlı personel taşıyıcının ismi zırhlı personel taşıyıcı. Aracın altında 4-4,5 santimetre kalınlığında zırh var.

- Bu araca bu kadar etki yaptığına göre detaylı yorum yapmak doğru değil ama önce olay incelenecek. Daha sonra aydınlatıcı bilgileri sunacağız. Ordu Komutanı da olay mahalline gidiyor. Böyle bir sonuç olduğuna göre bu olaya neden olan patlayıcı çok güçlü.

- Bunlar tahmindir ama ilk değerlendirmemiz çok güçlü bir el yapımı patlayıcı olduğu şeklinde. İçinde belki diğer patlayıcılar da olabilir.

- Patlama düzeneğini de söylememiz doğru değil. Tank geçtikten sonra olduğuna göre büyük ihtimal uzaktan komutalı veya kablolu bir sistem olma ihtimali daha fazla öne çıkıyor. Kaybettiğimiz 9 şehidimize ben rahmet diliyorum. Tabi büyük bir acıdır.

- Türk milletine de başsağlığı diliyorum. Şunu unutmayalım ki terörle mücadelede karamsarlığa yer yok..

- Dolayısıyla bu tip olaylar bizlerin güvenlik kuvvetlerinin bölücü terör örgütüne karşı yürüttüğümüz mücadelede azim ve kararlılığımızı azaltmaz, kesinlikle. Dünden daha fazla azimli olarak mücadeleye devam edeceğiz.

- Nisan ayında iki faaliyetim olacağını söyledim. Biri 14 Nisan’da yaptığım yıllık değerlendirme toplantısıydı. Diğeri de İletişim toplantısıdır. Bu toplantıyı ağırlıklı olarak sizlerin sorularını alarak bu sorulara cevap vermek şeklinde yürütmeyi düşünüyorum.

SİLAHLAR TSK ENVANTERİNDE YOK

-İstanbul Cumhriyet Başsavcılığı tarafından yürütülmekte olan mühimmatla ilgili konu. Bulunan mühimmat ve silahlarla ilgili kamuoyu ve medyanın haklı olarak bilgiye ihtiyacı var. Bazı soruların cevaplandırılmaya ihtiyacı var.

- Bu haklı bir istektir. Sağlıklı değerlendirmeler yapabilmemiz için bir farkı ortaya koymamız lazım. Silahı tanımlamaya gerek yok. Silah, tabanca, tüfek, top givi şeyler. Burada silahın önemli olan noktası şu: Her silahın üzerinde mutlaka o silaha ait stok numarası var. Aynı numaraya haiz iki silah olmaz. İkinci önemli olan nokta silah askeri malzeme olarak yani silah envantere girince çıkıncaya kadar uzun süre kullanılan bir malzemedir. Silahı tanımladıktan sonra bu Başsavcılığın bugüne kadar yürüttüğü soruşturma kapsamında bulunan silahlar nelerdir? Bunun içine tabanca, tüfek, av tüfeği giriyor. 45 ader bulunan silah var. Birinci önemli olan nokta şudur: Soruşturma kapsamında bugüne kadar bulunan veya yakalanan 45 adet silah TSK’daki envantere dahil değildir.

- Kamuoyu bunları bilmediği için silahlar bulundu diyor ama bulunan silahların hiçbirisi TSK’ya ait envanterinde bulunan silah değildir. Kime aittir? Ha bunu bazıları subayımızın üzerinde bulunan silahlar kendi şahsi silahalrı. Yartgıya intikal ettiği için kaynağı nerden gelmiştir, nerden satın alınmıştır yargı sonunda çıkacak, bizim konumuz değil. Bizi ilgilendiren TSK’ya ait olup olmadığı. Silah ordunun namusudur. Bulunan silahlarla TSK artasında bağlantı kurulmaya çalışılıyor. Doğru değildir.

- İkinci konu mühimmat. Bulunan mühimmatlarda önem arzeden lav mühimmattır. El bombası mühimattır. Mühimmat ne demek önce onu anlayalım. Mühimmatı bir kere kullanırsınız biter. Bunlarda sadece kafile numarası var. Her mühimmatın silahlarda olduğu gibi numarası yok. Kafile numarası var. 6000 lav üretilir. Ve bu 6 bin lava aynı numarayı veriyor. Bu önemli. Bulunan mühimmatın nerden çıktığını bulabilmemiz önemli.Lav silahını gösterelim. Bu lav mühimmat olarak kabul ediyoruz. Mühimmat denince bir kez kullanırsınız. İkinci kez kullanamazsınız. Elimdeki lav içindeki toket ateşlenmiş alüminyum lav. Buna bir roket koyarak ikinci kez kullanamazsınız. 200 metre mesafede kullanırsanız 30 cm zırhı deler. Boş lav genelde yakılır. Beykoz Poyrazköy’de 5 tane boş lav paketlenmiş olarak kazıda bulundu. Gömülmüş. Bunu kullanamazsınız. Acaba bunu yapanlar kim bilemiyorum bu 5 tane boş lavı niye gömdüler? Ben bunu açıklamakta zorluk çekiyorum. Çıkan raporda da 5 tane lavın boş lav olduğu belli. Benim de bunu sormaya hakkım var.. Ben sadece merak için soruyorum. Ki hiçbir işe yaramaz, niçin paketlenerek istiyoruz ki kimin yaptığını yargı çıakrsın. Peki nasıl oldu bu iş.

SORU - CEVAPLAR

Uğur Dündar: Savunma el bombalarından söz ettiniz. Poyrazköy2deki kazıalrda bulunan el bombalarının kafile numaralarını taşıyan benzeri mühimmat Emniyet’e verilmiş olabilir mi?
Başbuğ: Daha ilk raporlar gelmedi. Size bir şey söylemeyeceğim. Bu konuyu inceleyip söyleyelim. Dolu bulunan lav var orda. O lavların bir tanesinde bir stok numarası olan SAT komandolarının envanterinde yok. MKE tarafıondan üreitlen lav silahları sadece Türkiye içinde üretilmiyor. Yabancı ülkelere de satılıyor. Her lavın üzerine stok numarasını vurduğumuz zaman bus roun ortadan kalkacak.

SORU: Özkök tanıklık yaptı geçen hafta. Genel olarak yaklaşımınız nedir bu davaya? Sizin kanaatiniz nedir?
Başbuğ: İsim zikrediyorsunuz. Bu yanlış. Dava ile ilgili özel isim olmadığı yönünde mahkemenin kararı var. Bu davanıjn özel isimle anılmayacağı yönünde mahkeme kararı var. Hukuk devletiyiz, saygı göstereceğiz. İşimize gelince vet, işimize gelmeyince hayır. TSK olarak demokratik rejime bağlıyız ve saygılıyız. Bunda da kimsenin en ufak tereddütte olmaması lazım. Gerçekten bugün her ülke için anaysal düzen ve hukuk düzeni çok önemli. Biz yargıya ve hukuk sürecine dikkatle hareket etmeye azami ölçüde dikkat ediyoruz. Niz her zaman hukuka her zaman güvenilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Ben bu konuda devam etmekte olan yargı süreçleriyle ilgili bunları söyleyince benim bu konuda yorum yapmamı beklemezsiniz. Burada sizlerle paylaşacağım düşünceler TSK’yı kurum olarak ilgilendiren konular. Biz mahkeme kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur. Bu uluslararası bir hukuk kuralıdır. Bu yürütülen soruşturma kapsamında masumiyet ilkesine uyuluyro mu? Ben soruyroum cevap da vermeyeceğim.

----------------------------------------------

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, basın toplantısında konuşuyor:

"İkinci iletişim toplantısında beraberiz. Bu toplantıya malesef biraz evvel ssizlerin de duyduğu üzere üzücü bir olayla başlıyoruz. Her zaman söylüyorum. Türkiye aslında terörle yaşayan bir ülke. 2 gün önce İstanbul'da ve bugün de Lice'de yaşadıklarımız terör olaylarıdır. Bu sabah Lice-Genç yolu üzerinde yol emniyeti için bir tank ve bir zırhlı personel taşıyıcı görevlendiriliyor. Bölgeye geldiktenn sonra olayın olduğu yerden tank geçiyor, arkasından M113 zırhlı personel taşıyıcı geçerken bir patlama olayı oluyor. Ve bu olay sonucunda elbette yüreğimizi yakan 9 tane vatan evladını şehit verdik. 2 tanesi uzman, diğerleri er. Zırhlı personel taşıyıcı hepinizin bildiği gibi ismi üzerinde zırhlı. Altında zırhlar var. Bu araca bu denli etki yaptığına göre patlama hakkında elbette şu an detaylı bilgi vermek mümkün değil. Daha sonra kamuoyuyla bu bilgileri paylaşacağız. Bu aracın altında 4-4.5 cm'lik zırh var. Demek ki patlayıcı çok güçlü. Ne olabilir? Muhtemelen çok güçlü el yapımı patlayıcı olabilir. Patlama düzeneğinin nasıul olduğunu söylemek de şu an doğru değil. Ama tank geçtikten sonra olduğuna göre büyük bir ihtimalle uzaktan kumandalı veya kablolu bir sistem. Kaybettiğimiz 9 vatan evladına rahmet diliyorum. Büyük bir acıdır. Türkiye'ye de başsdağlığı diliyorum. Ancak şunu da unutmayalım. Terörle mücadelede karamsarlığa yer yok. Karamsarlığa girdiğiniz anda kaybedersiniz. Dolayısıyla bu tür olaylar kesinlikle bizim azim ve kararlılığımızı azaltmaz.

Bu toplantıyı yapacağımızı sizlere daha önceden bildirmiştik. Bugün bu ntoplantının süresini 90 dakika olarak planladım. Ve bu toplantıda ağirlıklı olarak sizlerin sorularını alarak yürütmeyi düşünüyorum. Başlangıç olarak girişte çok büyük bir açıklama yapmayı düşünmüyorum.

Erggenekon soruşturması kapsamında bulunan muhimmat ve silahlarla ilgili gerek kamuoyumuzun gerek medyanın haklı olarak bilgiye ihtiyacı var. Bu konuya ilişkin bizdeki bilgileri ve değrelendirmeleri sişzlerle paylaşacağım.

Bulunan silah ve muhimmat... Konuyla ilgilki sağlıklı değerlendirmeler yapabilmek için silahla muhimmat arasındaki farkı açıklamak lazım. Bugüne kadar soruşturma kapsamında bulunan 45 adet silahın hiçbiri TSK'nın envanterine kayıtlı silahlar değil. Bu konunun aydınlatılması gerekiyor. Bu konuda kamuoyunda eksik bilgiler oluyor.

İkinci konu muhimmat konusu. Tabi çok çeşitli muhimmat var. Muhimmatlar nelerdir? LAV, el bombası, tüfek bombaları muhimmattır. Muhimmat, bir kere kullanılır. İkinci kez kullanma olanağınız yok. Her muhimmatın üzerinde kafile numarası var. Yani 6 bin adet üretilen lav silahlarının hepsinin üzerine aynı numarayı vuruyor.Boş lav ne yapılır. Ya eğitimde kullanılır ya da atılır. Poyrazköy'de kazılar yapıldı. Bu kazıların bir tanesinde 5 tane lav paketlenmiş olarak kazıda bulundu. Gömülmüş. Şimdi yani bu boş lavın kullanım olanağı yok. Kullanamzsınız. Ben de soruyorum bu 5 tane boş lavı neden gömdüler. Ben bunu anlamaya çalışıyorum. Çünkü bunlar hiçbir işe yaramaz.

Muhimmat konusu dediğim gibi üzerinde sadece kafile numarası var. Mesela bir taarruz el bombası 6 bin 380 tane üretilmiş, hepsinde aynı numara var. Bir lav üretilmiş 4 bin 500 tane üretilmiş. Önemli bir husus daha var. MKE'nin ürettiği tüm muhimmatlar TSK'nın envanterine girmiyor. Emniyet Genel Müdürlüğü'ne de veriiliyor. LAV, el bombası gibi muhimmatlar sadece TSK'nın envanterine girmiyor. Burada yanlış anlaşılma olmasın. Bu silahlar TSK'nın değil şu birimindir diye birşey söylemiyorum.

Deniliyor ki bulunan muhimmatın bir kısmı özel kuvvetlere ait gömülü muhimmat olabilir. Bunun cevabını çok net veriyorum. 1986 yılına kadar TSK'nın Türkiye çapında gömülğü silah ve muhimmatı vardı. 1986'da alınan karar çerçevesinde bu silah ve muhimmatın tümünün toplatılarak depolara alınmasına karar verildi ve bu 1988 yılında tamamlandı. Bu da şu demek: TSK'nın ülkenin hiçbir yerinde gömülü silah ve muhimmatı yoktur.

Bulunan muhimmatların kafile numaralarına göre birliklerde nokta kontrolü yapıyoruz. Bizde muhimmat eksiği yok. Ele geçirilen muhimmat kaynaklarından biri Irak olabilir.

Her bulunan muhimmat ve silah konusu olduğu anda hiç gecikmeksizin burada ismi geçenler için derhal askeri yargı sistemini çalıştırıyoruz. Şu ana kadar bu tür olaylarda askeri yargı sürecinin başlatılmadığı hiçbir olay yoktur. Son olarak bir yarbayla ilgili iddialar vardı. Hemen Genelkurmay Askeri savcısı soruşturma açmıştır. Aynı şekilde Poyrazköy'deki kazılarla ilgili de Kuzey Deniz Komutanlığı Askeri savcısı hemen o gün soruşturma açmıştır.

Bunları kimin yaptığını ve ne amaçla yapıldığı sorusunun muhatabı biz değiliz. Bir yargı süreci var. Yargı ortaya çıkarsın. Bu konuda biraz sabırlı olalım. Bir sabırsızlık var. Yargının zaman zaman yavaş işlediğini kritize edebilirsiniz. Ama hepimizin yapması gereken yargı kararlarını beklemektir. Dolayısıyla bize kim yaptı, neden yaptı, nasıl yaptı diye sorular sorulması anlamsız olur."

SORU-CEVAP

Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bazı muhimmatlardan verildiğini söylediniz. Poyrazköy'de bulunan muhimmattan da verilmiş olabilir mi?

Bu konuda net bir rapor yok. Bilgiler birşey söylemek için yetersiz. Ama şunu söyleyebilirim. Dolu bulunan lavlardan bir tanesi SAT Komutanlığı'nın envanterinde yok. Ben burada herhangi bir kurumu hedef göstermek istemiyorum. Ben bu işin karmaşıklığını belirtmek istiyorum.

Ergenekon soruşturmasında ortaya çıkan ikinci iddianamede birtakım eski komutanlarla ilgili iddialar var. Sayın Hilmi Özkök ifade verdi bu kapsamda. Siz bu davaya nasıl bakıyorsunuz?

Bir kere isim zikrediyorsunuz. Bu yanlış. Bu konuda bir mahkeme kararı var. Var mı yok mu? Hukuk devleti miyiz? O zmaan saygılı olalım. Benim bildiğim kadarıyla ilgili mahkemenin kararıyla özel isimle bu dava anılamaz. Saygı göstermemiz lazım.

TSK olarak demokratik rejime bağlı ve saygılıyız. Demokrasinin en vazgeçilmez unsuru yargı bağımsızlığı ve hukuk düzenidir. Dolayısıyla hukuk düğzenine zarar verecek tutumlardan kaçınmamız lazım. Biz TSK olarak buna azami şekilde dikkat ediyoruz. Herkes de bu süreçte buna dikkat etmelidir. TSK olarak biz her zaman hukuka sonuna kadar güvenilmesi gerektiği düşüncesindeyiz. Bu konuyla ilgili devam etmekte olan yargı süreciyle iligili yorum yapmamı beklemeyin. Ancak madem sordunuz bazı konularla ilgili düşüncelerimi paylaşmak isterim. Bu düşünceler tamamen silahlı kuvvetleri ilgilendiren konular.

1- Biz dedik ki mahkemeler kesin karar verinceye kadar herkes suçsuzdur, masumdur. Şimdi soralım... Bu yürütülen soruşturma kapsamında bu kurala uyuluyor mu? Siz daha kesin karara varmadan, baştan itibaren insanları suçlu ilan etmeye kimsenin hakkı yok. Bu insanlara verilen zararı kim kapatacak. Medya olarak siz de kendinizi sorgulayın
2- Soruşturmanın gizliliği ilkesi... Bu ilke Türkiye'de gerçekten var mı? Yok mu? En önemli şeylerden biri de bu soruşturma yapılırken kurumların saygınlığına zarar verilmemesidir. Poyrazköy'de bulunan silahlar bir televizyonda tam 50 dakika gösterildi. Bantın toplamı 6-7 dakika. Yani 10 defa aynı görüntüler geçildi. Bu bir haber midir? Evet haberdir. Ama bu kadarı abartıdır. Bu kurumlara acaba zarar vermiyor mu? Defalarca bu görüntülerin gösterilmesi gerçekten habercilik midir, yoksa kamuoyuna korku, karamsarlık vermek midir? Bir itirafçı çıkıyor, konuşuyor. 5 gün yayınlıyor. Bu gerçekten bir haber midir, değil midir? Haber elbette verilecektir ama kamuoyu üzerindeki etkisi de düşünülmelidir.
3- İddianamelere bakıyoruz. 1 ve 2. iddianame. Öyle konular var ki... İkinci iddianamede 1993'te Bingöl'de meydana gelen olayla ilgili bir gizli tanığınn iddiası var. Gizli tanık kimdir? Ne kadar güvenilir? Bu tanığın vermiş olduğu ifadeyi o iddianamede suçlanan kişilerle bağını kurmanız gerekir. İlgisi yok suçlanan kişilerle. Birşey iddianameye konulmuşsa ismi geçen kişilerle suçlayan kişinin bir ilişkisi olması lazım.
4- Bazı olayların sadece ve sadece gizli tanık ve itirafçılara dayandırıldığını görüyoruz. Bu da insanı düşünme noktasına sürüklüyor.

ÖZKÖK'ÜN İFADE VERMESİ

İkinci iddianameyi incelediyseniz bu söz konusu konunun tekrif edildiğini görürsünüz. Ama İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Sayın Hilmi Özkök'ü tanık ollarak dinlemek istemiştir. Bu da gösteriyor ki bu soruşturma süreci devam edecek. Bu konuda Sayın Özkök TSK'dan hukuki danışmanlık aldı. Bu konuda gerekli açıklamayı Sayın Özkök yaptı.

DARBE GÜNLÜKLERİ VE DARBE İDDİALARI

Burada bu kelimelerin, kavramların tartışılması bizi rahatısz ediyor. Tekrar ediyorum: TSK oolarak demokrasiye bağlıyız ve saygılıyız. TSK'nın bünyesinde mevcut demokratik düzene karşı olan kimse bulunamaz barınamaz. Dolayısıyla bu soruna yönelik TSK'da herhangi bir araştırma-inceleme yapma ihtiyacı yoktur. Diğer konu günlükler konusu. 12 Nisan 2007 tarihşinde dönemin Genelkurmay Başkanı Büyükanıt'a bu soru soruldu. O dönemde bu soruya Büyükanıt, 'Genelkuurmay'ın eli,nde bu konuytla ilgili hiçbir belge yoktur' demişti. Ben de bugün aynı cevabı tekrarlıyorum. Bu konuyla ilgili elimizde hiçbir belge yoktur. Sayın Özden Örnek de bu günlüklerin kendisine ait olmadığını söyledi.

ERGENEKON PKK'YI KULLANDI MI?

Bu, tamamen gizli tanık ve itirafçıların  ifadelerinden yola çıkılarak iddianameye konmuştur. 1993 yılında olan bir olayı bu davayla nasıl bağlayacaksıınız? Bu da anlaşılması zor bir durum.

 
H. Sami Türk'e canlı bomba saldırısı
 
Çiçek’in Gökçek’ten arsa ricası
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
H. Sami Türk'e canlı bomba saldırısı
Ankara'da, eski bakanlardan Hikmet Sami Türk'e yönelik saldırı girişiminde ...
AKP'den 'seçim analizi' raporu
AKP, 29 Mart yerel seçimlerine yönelik analizini tamamladı. İçişleri ...
9 askerimiz şehit!..
Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ'un basın toplantısı düzenleyeceği ...
 
Canlı bomba alarmı
Sürdürülen operasyonlarda büyük darbe yiyen terör örgütü PKK/KONGRA-GEL'in ...
'Şu Çılgın Türkler' Avrupa yolunda
Turgut Özakman'ın satış rekorları kıran romanı İngilizce çeviri ile Avrupa'da satışa sunulacak.
Başbakan'a bir-iki !
Memurları Ankara’dan otobüslerle Niğde’ye Başbakan Erdoğan’ın açılışına götürdüler
 
Türkiye hakkında gizli belge
İngiltere’nin, evsahipliğini yapacağı G20 Zirvesine ilişkin gizli bir belge ortaya çıktı
Meclis olağanüstü toplanacak
BMM Başkanı Köksal Toptan, ABD Başkanı Barack Obama'nın, Meclis kürsüsünden ...
Erdoğan'ı protesto eden ÖDP'lilere gözaltı
ESKİŞEHİR Garında hızlı tren açılışına katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı ...
 
YAZARLAR
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Kayyım uygulaması milletin ortak talebidir
Oylum Demiray
Oylum Demiray
Terörle mücadelede ‘Sri Lanka modeli’
Yavuz Münir Saatçi
Yavuz Münir Saatçi
Narman örneği ve siyasetin dibe vurma sebebi
Dağıstan Türkmen
Dağıstan Türkmen
Atatürk düşmanlığının altında yatan ne?
Dilek Yılmaz
Dilek Yılmaz
Atatürk gerçek bir Müslüman
İzzet Sevimli
İzzet Sevimli
Bu ülkeyi partiler düzeltemez...
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ANKET
Türkiye'nin aktif dış politikasını nasıl buluyorsunuz?

Doğru Buluyorum
Yanlış Buluyorum
Fikrim Yok

Sonuçları göster Anket arşivi
ARŞİV
Ana Sayfa Gündem Siyaset Ekonomi Asayiş Eğitim-Bilim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Dünya Haber Yorum Spor
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri