Salı günü yeniden işlem görmeye başlayan ABD finans piyasalarında, risk iştahının geri dönmesiyle Hazine tahvilleri olumsuz etkilendi. Yeni tahvil satışları da, yarın 20 yıllık ihalenin öncesinde piyasada satışlara ağırlık verdi. UST 2Y getirisi %3,15 olarak izlenirken, çok izlenen UST 10Y %3,31’e yükseldi., Fed yetkilisi Barkin'in, "mümkün" olması durumunda Temmuz ayında 75 baz puanlık bir faiz artışını desteklediği açıklaması izlendi. Dikkatlerin bu hafta işsizlik başvurularına ve ardından yarın ABD PMI verilerine kaymasını bekleriz.
Fed tarafında en net revizyon Mart ayında %1.9 olan yılsonu faiz oranlarının bu sefer %3.4'e çıkması oldu. 2023 yılı için ise %2,8'den %3,8'e revizyon söz konusu olmuştur. Projeksiyonlara göre 2024'te gevşeme geliyor, ancak uzun vadeli nötr faiz oranı seviyesi %2,5 olduğu için QE dönemine göre daha sıkı para politikasızemini olacaktır. Yıl sonundaki %3,4'lük fonlama oranı beklentisi, yıln kalan aylarında 175 baz puanlık bir artış daha anlamına geliyor. Bu durumda, momentumu korumak için faiz artışlarının 3*50 ve 25 veya 75 baz puan şeklinde ilerlemesi ihtimalleri olacaktır. Bu eğilimleri ve faiz artış oranlarının büyüklüğünü elbette açıklanan veriler belirleyecektir. Fed, sıkılaşmayı ilerletirken stagflasyona da neden olmak istemeyecektir, 75 bps’lik planların da bu nedenle dinamik şekilde gelişebileceğini hesap etmek gerek.
Faiz artışlarının ekonomiye etkisi doğal olarak gecikecek ancak likidite kalemi uzun süredir geri çekildiğinden etkisi şimdiden hissedilmiş olabilir. Eğer getiriler yükselmeye devam edecekse, yani borsa düşerken tahviller değer kaybedecekse, portföyler yeniden ayarlanabilir. Hem S&P tarafında, hem de tahvil tarafındaki hareketler bu ilişkinin devamı konusunda ilerleyen dönemde önemli olacak.
ECB, İtalyan – Alman spreadini kontrol altında dar bantta tutmaya çalışıyor ve bununla alakalı olarak bir enstrüman planlaması içinde. İtalyan tahvillerinin alım ve yayılımının kontrol altına alınacağı beklentisi hafta içinde spreadin biraz rahatlamasını sağladı. Faiz spreadleri dolar lehine hareket etmeye devam ederse net etki dolar lehine olmaya devam edecektir. SNB'nin beklenenden daha agresif faiz artırımı da önemli bir eşik sıçramasına işaret ediyor. SNB, beklenenden yüksek faiz artışıyla aslında ekonomi için iyi olarak gördüğü değerli döviz kuru planına ilişkin de bir strateji değişikliğine işaret ediyor, çünkü bütün bunlar olurken enflasyon da yukarı risklerini ağırlıklandırıyor. BOJ ise tahvil getiri bandı hedefine herhangi bir değişikliğe gitmedi, %0,25’lik getiri bandı eşiğinin gevşetilebileceği düşünülüyordu. Ancak Japon yeninin değeri konusundaki açıklamalar biraz daha açık uçlu. BOJ toplantısından sonra, JGB getirileri %0,25 tavanına yakın ve hemen altında.Öte yandan, Çin gösterge LPR oranları beklendiği gibi sabit kaldı.
Türk varlıklarına bakacak olursak; lira dolar karşısında pek değişmedi ve küresel piyasalarda geçen haftaki düşüşe kıyasla risk algısının iyileşmesiyle Haziran ortasından bu yana sabit kalan işlem aralığında kaldı. 10 yıllık lira tahvil getirileri %19,9'a yükseldi. Lira varlıkları üzerindeki baskının stabilleşmesinin başka işareti olarak, ülkenin tahvillerini beş yıl süreyle temerrüde düşmeye karşı sigortalamanın maliyeti (CDS) 812'ye düştü. Dünya merkez bankalarının enflasyonla mücadelede sıkılaştığı bir dönemde TCMB'nin gevşek para politikasına devam edeceğini düşünüyoruz.
Kaynak:Tera Yatıım
Hibya Haber Ajansı