ESKİDEN pazarların vazgeçilmez unsurlarından biri olan hallaççılar, şimdi ise Ankara Kalesi etrafında bulunan birkaç dükkanla işlerini devam ettirmeye çalışıyor. Mesleğe 16 yaşında giren ve 35 yıldır hallaçlık yapan Ali Sancar, “Eskiden yün çok değerliydi, zenginliğin simgesiydi. Hatta gelin alırken çeyizin içerisinde mutlaka yün bulunur, erkek evi buna çok önem verirdi. Ancak zamanla yün değerini yitirdi ve bizim mesleğimiz de yavaş yavaş yok olmaya başladı” diyerek artık meslekte son günleri yaşadıklarının farkında olduklarını belirtti.
Fabrikasyon bizi bitirdi
16 yaşındayken mesleğe adım atan Sancar, fabrikasyon ürünler arttıkça kendilerine rağbetin azaldığını söyledi. Ankara Kalesi’nde bulunan tarihi binalar içerisinde hallaçlık yapan iki ya da üç dükkan kaldığını belirten Sancar, kendilerinden sonra bu işi yapacak çırak olmamasından dolayı üzgün olduğunu dile getirdi. Artık para kazanmaktan çok bu sanatı devam ettirme amacı olduğunu söyleyen Sancar, “Belki bizden sonra bu işi kimse yapmaz ben elimden geldiğince hallaçlık yapmaya devam edeceğim” dedi.
Lüks semtlerde bize iş yok
10 yıl öncesine kadar bu mesleği devam ettirebilmek adına pazar pazar dolaştığını dile getiren Sancar, “Ben Çorum, Çankırı ve yakın illere gider hallaçlık mesleğimi icra ederdim. Artık yaşım gereği sadece Ankara içerisindeki pazarlara gidebiliyorum. Burada da dikkat ettiğim bir şey var. Mahalle kültürünü kaybetmemiş köy hayatına yakın semtlerde kurulan pazarlarda halen bu işi bilen ve yün açtıran kadınlar var. Ancak zengin sayılan semtlerde iş bulmayı bırakın bizim ne iş yaptığımızı bile bilmiyorlar” diyerek dert yandı.”