Macbeth, Tosca, Saraydan Kız Kaçırma, Don Giovanni gibi eserlerle izleyici karşısına çıkan Türk operasının güçlü seslerinden Feryal Türkoğlu, Macbeth’deki rolü ve opera üzerine konuştu. Türkoğlu, Türk eserlerini seslendirmenin önemli olduğunu belirterek, Türk bestecilere çağrıda bulundu.
KORKU FİLMİ GİBİ OPERA
“İzleyici Macbeth’i çok seviyor. Çok güzel bir eser. Dramatik aksiyonu çok yüksek. Benim seslendirdiğim ‘Lady Macbteh’ karakteri çok baskın. Yaptığım her eser benim için özeldir, hepsinin ayrı bir anlamı var. Macbeth söylemesi zor bir eser. Karakter çok güçlü ve müzikal yapı da ona göre düzenleniyor. Verdi bunu yazarken ‘Lady Macbeth’in sesi çirkin bir ses olsun’ demiş. Lady Macbeth, Macbeth’i yönetiyor. Bir takım hırsları için her şeyi göze alabilecek bir insan. O dönem o yaşantıda bunlar aslında normal şeyler. Gözümü krallığa diktim ve kralı öldüreceğim. Sonuçta o da bir insan ve işlenen cinayetlerin altında eziliyor, aklını kaybediyor. Macbeth, sahneye konuş açısından klasik denemez. Koro çok önemli. Koronun eserde büyük yeri var. Dramatik aksiyon içinde bir rol gibi. Yekta Kara, değişik bir reji yaptı. Bazı yerleri korku filmi gibi.
TÜRK BESTECİLERE ÇAĞRI
Ben kurumda sanat danışmanı olarak da görev yapıyorum. Türk eserleri sergilendiği ve yapıldığı oranda çıkabilir. Besteciler eserlerini ortaya çıkarıyor. Biz bu eserleri değerlendiriyoruz ve kesinlikle seslendirmeye çalışıyoruz. Bizim kendi bünyemizde bestecimiz yok. Biz sürekli genel müdürlük olarak bestecileri desteklemeye çalışıyoruz. Türk eserleri çok fazla bestelenmiyor. Bu konuda bestecilerin daha fazla ilgi göstermesini istiyoruz. Bir eserin de sahneye konabilmesi için izlenebilir olması gerekiyor. Seyirciyi çeken eserler olmalı. Her zaman dinlenmesi çok kolay eserler olmuyor. Seyirci melodi duymak istiyor, alışkın olduğu şeyleri dinlemek istiyor. Önemli olan prodüksiyonun iyi olması. Ankara izleyicisi, iyi prodüksiyona geliyor. Eser iyi değilse seyirci gelmiyor.
GURUR VERİCİ
Türk eserlerine gereken önemin verilmesinden yanayım. Bizim olan şeyleri de sergilemek görevimiz. Bütün konserlerimde mutlaka bir Türk eseri seslendiriyorum. İki tane arya söylüyorsam, iki tane de Türk eseri seslendiriyorum. Bu benim kendi ülkem ve ruhumda olan bir şey. Yurtdışına gittiğim zaman Türk soprano olarak anılıyorum. Kendi ülkemin adını orada duyuruyorum. Bu gurur verici.