İstanbul Yeşilköy’de bulunan ve bir dönem Mydonose Showland adıyla faaliyet gösteren kültür merkezi, Avrupa’nın en büyük salonu olma özelliğini taşıyordu. ‘’Taşıyordu’’ diyorum, çünkü bu gösteri merkezi 2009 yılının Nisan ayında elektrik kontağından çıkan bir yangın sonucu kül oldu.
Gösteri merkezinin sahibi Mustafa Özbey, yangın sonrası kolları sıvayarak merkezi yeniden inşa etmek istedi. Ancak; Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, henüz yangının acısı bile dinmeden ‘’Oraya tek bir çivi bile çaktırmam’’ dedi. Üstelik, yangın söndürme faaliyetlerini bizzat izleyen Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın ‘’Buranın yeniden yapılması için her türlü desteği vereceğim’’ sözüne rağmen…
Aslında Yeşilköy’deki İstanbul Gösteri Merkezi adını alan salonun tarihi ilginç notları da içinde barındırıyor. Yeşilköy’e kurulan ve halk arasında ‘’çadır’’ olarak da bilinen merkez, dönemin kudretli paşalarının çocukları tarafından 2000’li yılların başında inşa edildi.
Babalarının ‘’general’’ olmasının imtiyazlarını sonuna dek kullanan ‘’girişimci çocuklar’’ Yeşilköy’ün merkezine kondurdukları çadırda para kazanmaya çalıştı. Ama ticaret yapmayı bilmedikleri için, ellerindeki olanakları kullanamadı. Bir dönem ‘’Anadolu Ateşi’’ adlı gösteriye ev sahipliği yapan ve ününü bu şekilde kazanan ‘’çadır’’ sonra çürümeye terk edildi. Paşalar emekli oldukça, ticari faaliyet de buna paralel olarak düşüş gösterdi.
2000’li yılların başından beri kaderine terk edilen çadırın ‘’makus talihi’’ girişimci Mustafa Özbey’in 2004'te yönetime talip olmasıyla birlikte değişti. Beşiktaş Spor Kulübü’nün eski kalecisi, milli formanın taşıyıcısı, M1 TV’nin eski Sahibi Mustafa Özbey, elini taşın altına soktu ve çürüyen çadırı yeniden faaliyete soktu. Dünyanın dört bir yanından gelen yabancılar, Yeşilköy Atatürk Havalimanı’nın yanıbaşındaki çadırda konferanslarını düzenledi.
Özbey, adeta bir harabe haline gelen çadırı, Mustafa Erdoğan ve arkadaşlarının ‘’Troya’’ adlı eserine de açtı. Hatta Fethullahçıların Türkçe Olimpiyatları da burada yapıldı. AKP’li Bülent Arınç, 2005’te burada Fethullahçılar için gözyaşı döktü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kızını burada evlendirdi.
Ama bunların hiçbiri; 2009 yılının Nisan ayında yanan çadırın yeniden inşa edilmesine yetmedi. AKP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, burada nikah kıydığını unutarak çadırı ‘’kaçak olduğu” gerekçesiyle yıktırdı. Hem de sabaha karşı 03.00 sularında…
Yangının çıktığı gün ‘’geçmiş olsun’’ demek için gittiğim Yeşilköy’de M1 TV’den eski patronum Mustafa Özbey’le konuşmuş, ‘’Bundan sonra ne yapacaksınız?’’ diye sormuştum. Özbey, ne yapacağını anlatırken, Kadir Topbaş’ı suçlamış ve ‘’Yangını söndürebilirdik. Ama su pompalarını kullandırmamıza izin vermedi. Hakkında suç duyurusunda bulunacağım’’ demişti. Özbey, bu iddiasını gazete ve TV’lerde de dile getirmişti.
Çadırın yeniden kurulabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanı Günay’ın destek olacağını söyleyen Özbey, CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin’le de görüşerek durumu anlatmıştı. Özbey, Tekin’den CHP’li Belediye Meclis üyelerine durumu anlatmasını rica etmişti. Tekin, ‘’Gösteri merkezinin yeniden yapılabilmesi için katkı sunmaya hazırız. İstanbul’un buraya ihtiyacı var’’ demişti.
Mustafa Özbey, bu girişimlerinin ardından çadırı yeniden yapabilmek için harekete geçti. Ancak bir süre sonra Kadir Topbaş bariyeriyle karşılaştı. Topbaş, çadırı yaptırtmayacağını söylüyor ve adı ‘’İstanbul Gösteri Merkezi’’ olarak değiştirilen yapının ‘’kaçak’’ olduğunu iddia ediyordu. Mustafa Özbey, bunun üzerine elindeki tüm mahkeme kararlarını Topbaş’a yolladı. Mahkeme kararlarına göre, çadır ‘’kaçak’’ değildi.
Karşılıklı restleşmeler sürerken, çadırın sahibi Mustafa Özbey’in bir arkadaşı AKP’li Kadir Topbaş’la bir yardım gecesinde karşılaştı. Özbey’in yangından sonra mağdur olduğunu ve 3 milyon dolarlık zarara girdiğini anlatan kişi, Topbaş’tan ‘’Yardımcı olun, sorun çözülsün’’ ricasında bulundu. Topbaş da bunun üzerine ‘’Çadırın mimarı Hakan Kıran’a gidin. Orayı düzenlesin. Ancak bu 5 milyon dolar tutar’’ cevabını verdi.
Kadir Topbaş’ın ‘’adres gösterdiği’’ Mimar Hakan Kıran, AKP çevrelerinde tanınan bir isim. Kıran’ın Kadir Topbaş’la olan yakınlığı ise biliniyor. Kıran, aynı zamanda Topbaş’ın belediyede danışmanlığını da yapıyor. Bu ayrıntıları bilen Özbey, Topbaş’ın sözleri üzerine Hakan Kıran’ı arıyor. Özbey, ‘’Durum nedir?’’ diye sorunca, Kıran ‘’rakam doğru, oraya o kadar gider’’ cevabını veriyor. Mustafa Özbey, bunun üzerine ‘’Anlayamadım’’ deyince, Mimar Kıran sözlerini tekrarlıyor: ‘’Anlayamadınız ama bu para lazım.’’
Özbey, bu konuşma sonrası mimar arkadaşlarına danışıyor ve ‘’tadilata gerek olup olmadığını’’ soruyor. Mimarlar, tadilat olsa bile 5 milyon doların çok fazla olduğunu dile getiriyor. Özbey de bunun üzerine Kıran’ı bir daha aramıyor.
Ve geride bıraktığımız Cuma sabahı… Topbaş’ın ‘’Tadilatınız 5 milyon dolara mal olur’’ dediği çadır, mülk sahibine haber verilmeden ‘’kaçak’’ olduğu gerekçesiyle kepçeyle yerle bir ediliyor. Dün konuştuğum Mustafa Özbey, ‘’İki mahkeme kararına rağmen yıktılar. Haber bile vermediler. Üstelik yıkım tebligatını bize değil, Dünya Ticaret Merkezi’ne yaptılar’’ diyor. Mücadeleci kişiliğiyle tanınan Özbey, ‘’işin peşini bırakmayacağı’’nı söylüyor.
Özbey’in dile getirdiği 5 milyon dolarlık yönlendirme iddiası ise, üzerinde mutlaka durulması gereken bir nokta… ‘’Dürüst’ olduğunu iddia eden Topbaş, bu iddiayı yanıtlamak zorunda. Aki taktirde çadırın niye yıkıldığını anlatmak ve ‘’kaçaktı’’ demek inandırıcı olmuyor. Çünkü; ‘’kaçak’’ denilen binada Kadir Topbaş da nikah kıymış, birçok etkinliğe katılmıştı.
Şimdi ‘’beş milyon dolarlık iddia’ orta yerde duruyor.
BARIŞ YARKADAŞ