Yrd. Doç. Özkan, "Stres, uyku ve yemek düzeni değişikliği, yüksek ses, keskin kokular, titreşen ışıklar gibi birçok çevresel faktörün migren atağını tetikler" dedi. Özkan şöyle devam etti:
“Paroksismal gelen, tedavisiz ya da tedavinin etkin olamaması nedeni ile saatlerce, hatta bazen bir iki gün sürebilen, genellikle tek taraflı yerleşim gösteren, zonklayıcı özellikte, kişinin günlük yaşam aktivitelerini engelleyecek derecede şiddetli ve başın hareketleri ile artan baş ağrıları migren olarak kabul edilmektedir. Bu ağrılar sırasında kişinin bulantı ve kimi zaman kusması olabilmekte, ışık ve ses gibi uyaranlardan rahatsız olduğundan çoğu zaman loş ve sessiz bir odada uzanmayı tercih etmektedir.
50 YAŞ SONRASINDA BAŞLAMASI ENDER
Migren çocukluk çağı başlangıçlı olabilir ama sıklıkta adölesan döneminde başlayıp, hastaların yüzde 80'den fazlasında atakların başlangıcı 30 yasından öncedir. 50 yaş üzerinde başlaması enderdir.
Stres, uyku ve yemek düzeni değişikliği, yüksek ses, keskin kokular, titresen ışıklar gibi birçok çevresel faktör, migren atağını tetikleyebilir. Hastaların dörtte biri bazı yiyeceklerin migren ataklarını tetiklediğinden bahseder.
SİRKE VE TURŞU AĞRIYI TETİKLEYEBİLİR
Mesela hidrolize maya ekstreleri, hidrolize bitkisel proteinler, doğal tatlandırıcılar gibi içerikli yiyecekler sıklıkla çorba ve Çin yemeklerinde bulunur. Nitritler (koruyucu madde içeren etler, sosisli sandviç) tiramin içerenler (sarap, peynir), feniletilamin içerenler (çikolata, sarımsak, soğan, kabuklu çerezler) potansiyel tetikleyici faktörlerdir. Alkol, tatlandırıcılar, turunçgiller, turşular, sirke de muhtemel sebeplerdir.
Migren, bas ağrıları arasında en sık görülen ve ilaç tedavisiyle düzenlenen bir hastalıktır. Yine de tanısında hatalar yapılmakta, yetersiz tedaviler verilmekte ve bunlar hastalarda işgücü kaybına ve de gereksiz, aşırı ilaç kullanımına sebep olmaktadır. Bu nedenle hastaların migreni öğrenmeleri önemli olduğu kadar, başvurulan doktorun hızlı ve doğru tanıyla, uygun bir tedavi stratejisiyle yaklaşması da o derece önemlidir. Görüntüleme ve ilaç sektöründeki gelişmelerle, tanı ve tedavide daha çok başarı sağlanacaktır.”