Organik ürünlere yönelik kontrol ve denetim mekanizmasının iyi çalışması gerektiğine dikkat çeken Yıldız, şunları söyledi:
“Organik ürünlerin satışının yapıldığı yerlere baktığınız zaman adı üstünde organik pazar, sertifikasız ürünün girmemesi lazım. Ama ‘bunu köyden aldım getirdim’ diyenlerin olma ihtimali de yüksek. Bu nedenle her organik denen ürün organik değil. Bugün 10 kişiye sorsak organik dendiği zaman doğal ürün olarak anlayacak. Sertifikayı, logoyu, sistemi çoğu bilemiyor. Köyde yetiştirilmiş denildiğinde alabiliyor. Kavramı insanlara tanıtmak ve bilinçlendirmek lazım. Mesela ben alışverişimi yapmaya gittiğimde bazı satıcılar ‘organik’ diye bağırıyor. Sertifikasını göster dediğimde ‘ne sertifikası abi köyden getirdik’ diyor.
SERTİFİKASINI MUTLAKA SORUN
Tüketiciler organik ürün alırken arka planını, yani üretim şartlarını ve sertifikasını mutlaka sorsunlar. Organik diye kaçak ürün de olabilir. Kaçak olma riskini düşürmek için kontrol mekanizması iyi çalışmalı. Örneğin adam domates yetiştiriyor sertifikası da var. Ama bu ‘iyi gidiyor’ diyerek 100 kilonun yanına bir 100 kiloyu da köyden başka birinden alıp getirse bunu kim bilebilecek. Organik ürün yönetmeliğinde yasal boşluklar var. Bunu herkese yaymak tabi doğru değil, hakkıyla bu işi yapanlar da var. Denetim yeterli değil. Organik tarımda üç dört kat daha fazla fiyat olması birilerinin gözünü de kamaştırıyor. Denetim ve ceza mekanizmasının daha iyi çalışması lazım. İbretlik ceza verildiği zaman insanlar buna rant kapısı olarak bakmazlar.”