Akay Caddesi’nde bir apartmanın alt katında yer alan dev mekanın işletmecisi Hakan Aytun Saklıkent’in geçmişini, konserleri ve projelerini anlattı. Saklıkent’in Ankara’da doğduğunu ve dünya müzik-eğlence sektörü tarafından da bilindiğini ifade eden Aytun şöyle konuştu:
“1970’li yılların sonlarında burası ilk olarak bir sinema salonu olarak düşünülmüş. Daha sonra mimar projeyi değiştirmiş ve AVM yapılmasına karar vermişler fakat burası bir süre boş kalmış ve depo alarak kullanılmış. Depo pavyonu dönüştürülmüş. Bir süre yerleri arnavut kaldırımlı, duvarları kadife kaplı, locaları olan dev bir pavyon olarak hizmet vermiş. Biz 1995’de burayı aldık ve Saklıkent ismiyle müzik ve eğlence sektörünün hizmetine açtık. Spyro Gyro ile açılış konserini yapan mekan, 1998’e kadar haftanın 7 günü açıktı. Hafta içi Ankaralı İstanbullu gruplar çıkarken, hafta sonu yurt dışından gelen büyük gruplar sahne alıyordu. Kocaman bir bar. Akay kavşağı inşaatının uzun sürmesi de bizim işlerimizi olumsuz etkiledi. Çünkü şantiye alanına döndü. İnşaatla birlikte gelinmez bir yer haline geldi. 2001 krizi ile de bizde olumsuz etkilendik. Her hafta Feridun Düzağaç ile üç dört ay program yaptık.
Konserlere daha çok ağırlık vermeye çalıştık ve dolu dolu konserler yaptık. Yurt içi ve yurt dışından birçok ünlü grup ve sanatçı sahne aldı. Rahmetli Cem Karaca da sahne aldı. Saklıkent tarihinin en kalabalık konseri Cem Karaca konseridir. 31 Ocak 2001’de yaptık. Öncesinde Pilli Bebek ve Grup Seksendört alt grup olarak çıktı. Mekanın kapasitesi 2 bin kişi ama biz o konsere 2 bin 850 bilet sattık, bir de 200 davetiyemiz vardı. Toplamda üç bin kişi bu konseri dinledi. Çünkü şehir dışından gelen insanları geri çeviremedik.
Yahel Saklıkent’te
SAKLIKENTİN ağırladığı yerli ve yabancı sanatçı ve gruplardan bazıları ise şöyle: MFÖ, Pamela, Baba Zula, Replikas, Kurban, Göksel, Yeni Türkü, Duman, Teoman, Özlem Tekin, Athena, Kıraç, Bülent Ortaçgil, Ajda, Pekkan, Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi, Feridun Düzağaç, Mor ve Ötesi, Erkin Koray, Cem Karaca.
Don Kişotluk yaptık
Gişe Organizasyon ile birlikte dört yıl Saklıfest’i düzenledik. Güzel konserler oldu. Saklıfest’te Ankaralı müzikseverler yerli ve yabancı birçok sanatçı ve grup ile eğlendi. Başkente bir canlılık kattık fakat biz Don Kişotluk yaptık. Bir sürü grup getirdik repertuarımızda bulunsun diye. İyi işler yaptık ama dönüşümleri maddi açıdan yeterli olmadı. 4-5 gün süren festivalde 16 ile 20 grup çıkıyordu ve bu grupların maliyetleri bize fazla geliyordu. Getirisi maliyetini kurtarmadığı için biz festivali yapmaktan vazgeçtik. Biz birçok şeyi başardık aslında. Saklıkent müzik ve eğlence sektöründe sadece bir Ankara markası değil dünya markası oldu. Yabancı sanatçılar ve müzik grupları Saklıkent’i biliyorlar.”