PROF. Dr. Mahmut Nedim Doral, hekim ve halk arasındaki çatışma ortamının, hem hekimin tababet sanatını doğru bir şekilde uygulamasından mahrum kalmasına neden olduğunu, hem de hastanın hak etmiş olduğu hizmeti almasına engel olduğunu söyledi.
Hasta ve doktoru karşı karşıya getiren nedenleri sıralayan Doral, şunları söyledi:
“Şu anda Türkiye’de Tabipler Birliği başta olmak üzere, sivil toplum örgütlerinin ana gündem maddelerinin başında hekime uygulanan şiddet geliyor. Bu çok üzücü bir olay. Hekim ve halk arasındaki bu çatışma ortamı, hekimin tababet sanatını doğru bir şekilde uygulamasından mahrum kalmasına, hastanın da hak etmiş olduğu hizmeti almasına engel oluyor. Öncelikle bunun nedenlerini ortaya koymak gerekiyor. Burada konuyu hekim ve hasta açısından, uygulanan sağlık politikası açısından irdelemek lazım.
Tartışma ortamı
Geçenlerde bir ortopedistin dövülmesi sonucu sivil toplum örgütü başkanı olarak Urfa’ya gittim. Urfa Tabipler Birliği Şubesi, orada bir gösteri yaptı. Biz de dayak yiyen arkadaşımızın yanında olduk. Ben ülkemi seviyorum. Halkla hekimler arasında bir problem yok. Neden çatışma var. Sistemdeki aksamalar ne kadar artıyorsa, dayak da o oranda artıyor. Aksamalar, ne kadar sistematize olursa tartışmalar artar ve çatışma ortamı azalır. Dayak yiyen arkadaşın babası Mahmut Bey. Üç oğlu var ikisi evli ve eşleri de doktor. Yani aynı evden beş tane doktor. Mahmut Bey’e sordum, ‘Üçüncü çocuğunun eşinin de doktor olmasını istermisin’ diye. ‘Kesinlikle hayır hocam’ dedi. Eğer Mahmut Bey istemiyorsa siz de istemezsiniz. Torunlarımızı, evlatlarımızı kim tedavi edecek. Azeri ya da Alman doktorlar mı?
Ucuz ürün riski
Kamu, ihalelerde en ucuz fiyatı veren firmadan ürün alıyor. Bu yüzden Çin’den giren çok miktarda sağlık ürünü var. Ne olduğu bilinmiyor. Ama bunu alıyoruz, hastaya kullanıyoruz. Ölüm öncesi yaşama şansı olan kişilerin o malzeme bulunmadığı için hayatlarını kaybedeceği bilinmeli. Demek ki hekimi değil, sistemi sorgulamak gerekir. Hekimin ailesi bir tarafta, ölen kişinin ailesi bir diğer tarafta. Ölen kişinin ailesi önce beddua etmeye başlıyor. Suçlu olarak karşısında ilk olarak hekimi görüyor. İlk hedef hekim. Doğum esnasında ölüm meydana gelebilir. Eğer hekimin teknik eksikliği ne kadar varsa, hastane ortamının da o kadar eksik olabileceğini unutmamak gerekir.”
Ortak payda şart
DÜŞMAN durumuna düşme üzüntüsü yaşıyorum. Hekimler ve hekimlere karşı olanlar. Bunu da ikiye ayırıyoruz politikanın getirmiş olduğu hekimlere karşı olma durumu, hastaların hekimleri hedef seçme durumu. Aynı oksijeni soluyoruz, aynı güneşi ve ayı görüyoruz. Ortak paydada birleşmek zorundayız. Bunun için her ay genişletilmiş toplantıların olması lazım. Gerginlik olmaması gerekiyor. Dayak yiyen arkadaşım çekip tabancayı vursaydı ne olacaktı. Burada bir gün cenaze namazı kılardık giderdi.
Özel hastanede yok
ÖZEL hastane sistemini düzenlemek gerekir. A firmasının 25 tane, b firmasının 7 tane özel hastanesi var. Özal hastanelerde tartışma ortamı yok. Biz üniversitede her gün bilimsel tartışmalar yapıyoruz. Tartışmalarla hangi hastaya hangi tedavinin uygulanacağını belirliyoruz. Altına da üç ya da beş hekim imza atıyoruz.