Listede öyle isimler ve öyle paralar var ki insan şaşırıyor. Mesela, bir kulüp çalışanına 200 bin TL ödenmiş. 2 menajerin dosyasının kapatılması, neredeyse 500 bin TL tutmuş. Sanırsın ki Ankaragücü’ne Messi’yi getirmişler. Ya da oyuncuların çoğu bu isimler üzerinden kulübe giriş yapmış ki rakamlar bu derece yükselmiş. Oynadıkları futbolla kulübe 5 kuruş faydası olmayan Muhammed Hanefi’ye 600 bin TL ödenmiş, 350 bin TL daha alacağı var. Mehmet Çoğum’un dosyası 723 bin TL verilip, kapatılmış. Mehmet Çakır, 801 bin TL almış. Hala 600 bin TL alacağı görünüyor. Güven Varol’a, 1 milyon 36 bin TL ödeme yapılmış, kulübün 600 bin TL daha borcu mevcut. Gerçekten pes doğrusu. Oyuncuların çoğu bugün Süper Ligde oynasa bu paraların yarısını alabilir mi ? Bu rakamlara yanaşabilir mi ? Burada oyunculara çok fazla haksızlık da etmek istemiyorum. Sonuçta arz-talep meselesi. Ancak bu anlaşmaları yapan yöneticiler, başkanlar, bu sözleşmelerin altına nasıl ve neye göre imza atmışlar, neyi düşünmüşler, ne hesabı yapmışlar, hayret ki hayret. Liste içinde yer alıp, gerçekten A.Gücü’ne hizmet etmiş olanları, özellikle de emekçileri ayrı tutuyorum.
KÖTÜ MİRASIN SONUCUNA KATLANIYOR
Açıklanan son liste, paraları ödenip dosyaları kapatılan, oyuncu, teknik direktör, menajer ve kulüp çalışanları dışında kalanlardan oluşuyor. Yani kabarık olan dosya sayısı, yavaş yavaş eritilip bu noktaya getirilmiş. Kimse, kendini bu işin içinden sıyırmaya, bahane üretmeye, başkasını suçlamaya kalkmasın. Son dönem yönetimlerinin hepsinin bunda az ya da çok sorumluluğu ve vebali var. A.Gücü bugün, 2. Lig dense de kabul etmek gerek ki 3. Ligde mücadele ediyor ve adı ile asla bağdaşmayacak bir yerde, geçmiş yönetimlerin saçmalıkları yüzünden duruyor. Transfer yasakları ve puan silme cezalarıyla karşılaşan tarihi kulüp, bu hazin tabloyu oluşturanların bıraktığı kötü mirasın sonucuna katlanmak zorunda kalıyor.
Sarı-lacivertliler’in ayakta durmada gösterdiği direnç ve lig yarışındaki mücadelesi çok anlamlı. Başarılı olabilir mi ? Olabilir. Azmi ile örnek de teşkil edebilir. Ancak asıl yapılması gereken, kulüp yöneticilerini görev aldıkları dönem içindeki mali harcamalardan dolayı sorumlu tutmak olmalı. Hiç kimse, kendisine ait olmayan parayı böylesine kolay harcamamalı. Bununla ilgili yasal düzenleme bir an önce hayata geçirilmeli ki kulüpler bundan sonra zor durumda kalmasın. Dibe vurmasın. Harcayan da neyle karşılaşacağını bilsin. Yemeği biz yedik, hesabı siz verin deyip, köşesine çekilmesin.
AVCI'YA KOCAMAN ALKIŞ
M. Başakşehir Teknik Direktörü Abdullah Avcı, Beşiktaş maçında penaltı tartışması yapılan pozisyonun kahramanı Cengiz Ünder ile arasındaki diyaloğu paylaştı. Oyuncusunun ‘Küçük bir müdahale var ancak sanırım penaltı değildi’, sözlerinin üzerine, ‘Kendini atma. Bizim için önemli olan doğru insanı yetiştirmek’ dediğini aktardı. Tebrikler Abdullah hoca. Kazanmak için her yol mübahtır anlayışıyla hareket edenler yerine, doğruluk ve dürüstlük yolunu seçtiğin ve bunu oyuncularına da aşılamaya çalıştığın için.
Hayat ve spora dair:
Biz futbolcular, üzerimizde çok baskı olduğundan yakınırız. Baskı, evine 5 peso (Arjantin para birimi) getirip, çocuklarını geçindiremeyen insanların üzerinde olur. Binlerce dolar alıp, sahaya çıkıyor ve oynuyoruz. Ağzımızı açınca stresten bahsediyoruz. Stres, bu ülkede, sabahın altısında kalkanlar içindir. (Maradona)