Yemen’in kuzeyini kontrol altında tutan Husilerin başkent Riyad’a balistik füze saldırısında bulunması endişesinden dolayı Suudi Arabistan’ın doğusunda yer alan Zahran kentine alınan 29. Arap Birliği zirvesi 15 Nisan’da toplanacak.
Mart ayının son haftasında yapılması planlanan 29. Arap Birliği Zirvesi, Mısır’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dolayı nisan ayının ortasına alınmıştı.
Filistin’de yaşanan son gelişmeler gündemin önemli maddesi olarak ele alınacaktı. Ancak ABD, İngiltere ve Fransa'ın Esed rejimine yönelik başlattığı ortak operasyon nedeniyle Suriye krizi ön plana çıktı.
Libya, Yemen ve Irak gibi Orta Doğu'nun son yıllardaki olağan gündem maddeleri de haliyle zirvede konuşulacak.
Ancak ele alınacak dosyalar arasında yer almasa bile zirveye damgasını vuracak bir konu daha var. 5 Haziran’da birinci yılını dolduracak olan "Katar krizi" zirve toplanmadan konuşulmaya başlandı.
Körfez krizine çözüm beklenmiyor
Suudi Arabistan'ın ev sahipliğini yapacağı zirveye Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’nin katılıp katılmayacağı bilinmiyor. Usul gereği Suudi Arabistan’ın Katar Emiri Temim'e davet göndermesi gerekiyor.
Ancak Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (B.A.E) ve Bahreyn bir yıldan beri Katar’a ambargo uyguladığı için Katar Emiri Temim'i zirveye Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt davet etti.
Davetiyenin ev sahibi ülkeden gelmiyor olması bile, Katar’ın düşük seviyede temsil edileceğinin en önemli işareti olarak yorumlanıyor. Bu zirveden Katar krizinin çözümüne dair olumlu bir gelişmenin yaşanması da öngörülmüyor.
Öte yandan 24 ülkenin katılmasıyla 18 Martta başlayan “Ortak Körfez Kalkanı 1” askeri tatbikatına Katar’ın katkısına dair kamuoyuna her hangi bilgi verilmedi.
Bütün olumsuz verilere rağmen Katar’ın zirveye katılımının üst seviyede olması hem Körfez ülkeleri hem de Katar için önemli bir adım olabilir.
Katar’ın zirvede temsil seviyesinin önemi
Katar’ın zirvede yüksek düzeyde temsili ülkenin dışlandığı şeklindeki algıyı kıracak ve başlatılan ambargonun hafifletileceği umudunu artıracaktır.
Katılımın en üst düzeyde olması Kuveyt’in arabuluculuğunda liderlerin bir araya gelmesi ve el sıkışması ihtimali de gündeme gelebilir.
Öte yandan Katar'ın zirveye katılmasının Körfez ülkeleri arasındaki uçurumu daha da derinleştirebileceği ihtimali de konuşuluyor.
Katar Emirinin Suudi Arabistan’a gelişinde üst düzeyde karşılanmaması, ambargo uygulayan ülkelerin kendisi ile tokalaşmaması veya konuşması esnasında salonu terk etmesi gibi hallerde, iplerin tamamen kopması ve Körfez’de filli bölünmenin başlaması kaçınılmaz olabilir.
Ambargoya mesafeli yaklaşan ve arabulucu olan Kuveyt'in de Katar çizgisine kayma ihtimali bulunuyor.
Körfez krizinin göz ardı edilmesi ihtimali
Katar’ın zirveye üst düzey temsil edilmesini sağlamak hedefiyle Körfez krizinin bütün Arap dünyasını ilgilendiren bir platformda gündeme alınmama ihtimali de kuvvetle muhtemel.
Konu ile ilgili AA muhabirinin sorularını cevaplandıran Katar Dışişleri Bakanlığı resmi sözcüsü Lülüe el-Hatır, zirvede Körfez krizi dosyasının açılmayacağını söyledi.
Hatır, konunun gündeme gelmesi durumunda halkların çıkarları ve Katar’ın egemenliğine saygı sınırları çerçevesinde diyalogdan yana tavır takınacaklarını da ifade etti.
Katar Emiri Temim’in zirveye katılması durumunda kapalı kapılar ardında diplomasi mekiğinin çalışması ve krizin hafifletilmesi ihtimali olduğu gibi iplerin tamamen kopma riski de bulunuyor.
Suriye operasyonun zamanlaması
ABD, İngiltere ve Fransa’nın zirveden bir gün önce ve Miraç kandilinde Suriye’ye operasyon başlatması zamanlama açısından dikkati çekti. Operasyonla ilgili zirveden sonra nasıl bir açıklama yapılacağı merakla bekleniyor.
Suudi Arabistan, BAE, Bahreyn ve Mısır yönetimlerinin, 5 Haziran 2017'de Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kesmeleri ve ekonomik abluka uygulamaları Körfez bölgesinde krize yol açmıştı.