Endüstriyel olarak Türkiye’yi kalkındıracak, geleceği okuyan yapay zeka ve yapay organ okullarının olduğu alanlar olacak” dedi. Katıldığı bir televizyon programında yerel seçime ilişkin değerlendirmelerde bulunan ve sosyal medya üzerinden sorulan soruları yanıtlayan Yavaş, özetle şöyle konuştu: “Mesele Ankara’da yaşamak. Ben Ankara’nın her yerini avucumun içi gibi biliyorum. Rakibiminse Ankara’nın birçok yerini bilmediğini ve bunun onun için hem de Ankaralılar için bir dezavantaj olduğunu düşünüyorum. Ankara’nın birçok ilçesini ve yerini daha iyi bildiğime inanıyorum. Kendisini bürokratları yönlendireceği için, onlar ne kadar yönlendirirse o kadar bilecek.
25 YILDIR MİLLİ MAÇ OYNANMIYOR
Çocukluğum tarlalarda maç yaparak geçti. Şimdiki gibi bilgisayar telefon yoktu. Futbol oynayarak büyüdük. Tarlalar, arsalar uygundu, her yer böyle beton değildi. Buluşma yerimiz Ulus’ta heykelin dibiydi. Zaman geçtikçe Ankara bu özelliklerini kaybediyor. Bugün, takımları 3. Lig’e ya da amatör kümeye düşmüş birçok ilde boş, büyük stadyumlar var. Ancak, Ankara’da maalesef güzel bir stat yok. Yüz yıllık bir çınar olan Ankaragücü ve Gençlerbirliği stat olmadığı için dışarıda oynuyor. Ankara’da 25 yıldır oynanan milli maç yok. Benim bundan şikâyet etme hakkım var ama rakibimin yok. Onlar 17 yıldır iktidardalar ve Ankara’da 25 yıldır milli maç oynanmadı.
DİLEĞİM BARCELONA’NIN GELMESİ
(Ankaragücü) Destek olacağız ama biz yöneteceğiz düşüncesiyle borçlandırıldı. İsmine bile haciz konmak istendi ama Ankaragücü küllerinden doğdu. Büyük bir azimle süper lige kadar geldi. Yine birtakım baskılar var üzerinde. Süper Lig’de oynayan bir takıma kimse forma reklamı vermeye cesaret edemiyor. Ankaragücü’ne verebileceğim, sürekli destek olacak yollar bulacağım ama yönetimine asla karışmayacağım. Dileğim Real Madrid’in Barcelona’nın Şampiyonlar Ligi’nde Ankaragücü’yle karşılaşmak için Ankara’ya gelmesi.
ORTAK AKIL VE KATILIMCI YÖNETİM
Belediye başkanı tarafsız ve herkese eşit mesafede olmalı. Hiçbir belediye başkanının her şeyi bilme ihtimali yok, ortak akıl ve katılımcı yönetim olmalı. Bu şekilde yaptığınız hiçbir proje batak olmaz, boşa gitmez. Vatandaş yönetime katılabilmeli. Şeffaf olunmalı. İnsanlar, belediyenin yaptıklarını takip edebilmeli. Bir de hesap verebilir olmalı. Bunu ilk defa ben yapacağım. Vatandaş ödediği faturanın arkasında, parasının nelere harcanacağını görebilecek.
GÖÇ VEREN DEĞİL, GÖÇ ALAN ŞEHİR
İddiamız şu; yaşanabilir Ankara. Atatürk’ün Başkent’ine yakışır bir Ankara. Göç veren değil, göç alan bir Ankara. Yine 2050 yılı projesinde, Ankara’yı otoban gibi çevreleyen bir raylı sistem yapılması var. Parklar, akıllı park sistemi ile izlenecek ve ailelerin, vatandaşların rahatça gezebileceği yerler olacak.”