Türk futbolunun deneyimli ve dikkat çeken teknik direktörlerinden Yılmaz Vural, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine açıklamalarda bulundu. A Milli Futbol Takımı Teknik Direktörü Mircea Lucescu’nun başarılarının ortada olduğu belirten Vural, “Yıllarca yurt dışında çalıştı. Çok deneyimli bir hocamız. Milli takıma öyle bir dönemde geldi ki, bırakın milli takımı, Türkiye’de boşalmış her takım için yabancı hoca ismi geçtiği zaman ilk aday olan meslektaşımız. Türkiye gibi gelişmiş ülkeler sınıfına girmeye çalışan bir ülkede her meslek branşında öncelikle kendi vatandaşını ön planda tutması gerektiğini düşünüyorum. Futbol gibi tamamıyla insan gücüyle yapılan işlerde, hele milli lafının geçtiği yerde hala çareyi yabancıda arayıp, onun çok uzman olarak Türk antrenörlerinden önde olduğunu düşünmek bana göre saçmalık. İnsan yönetebilme beceriniz varsa her Türk, yabancının yaptığını yapabilir. Uzmanlık alanında Türk’ü yabancıdan geri görüyorsanız bu acaba antrenörün sorunu mudur? Sonuç olarak antrenörleri eğiten bir kurum var. Futbol Federasyonu'nun eğitim dairesi. O zaman orayı sorgulamak lazım” diye konuştu.
“Türkiye’de en hatasız ve suçsuz olan antrenör ve oyunculardır”
Futbolda hep antrenör ve futbolcularından suçlandığının altını çizen tecrübeli çalıştırıcı, “Oraya gelene kadar idari anlamda siz, sizi bu seviyede temsil edecek insanlar yetiştirdiniz mi? Bunu yapamayıp, yabancılar kadar başarı beklerseniz, büyük bir hataya düşersiniz. Türkiye’de en hatasız ve suçsuz olan antrenör ve oyunculardır. Lucescu, ‘Galatasaray - Kayserispor maçını seyrettim. 22 oyuncunun 3 tanesi Türk. Ben nereden kimi seçeceğim’ dedi. Baktığımız zaman Avrupa'da 10’dan fazla futbolcumuz var. Türkiye’nin alt yapısı Almanya oldu neredeyse. Sorunların neden olduğunu biliyoruz. Üzüldüğüm nokta, bunun neresinden döneceğiz. Biz her turnuvaya katılmak isteyen bir ülkeyiz. Ama bunun için oyuncu, antrenör ve yönetici yetiştiriyor muyuz?“ şeklinde konuştu.
“35 yıllık hocayım, federasyon seçimlerinde oy veremiyorum”
Türk futbolunun başından sonuna kadar yeniden dizayn edilmesi gerektiğini vurgulayan Vural, “Eğitimse 2 tane üniversite bitirdim. Futbolculuksa ben de profesyonel futbolculuktan geliyorum. 35 seneden beri de antrenörlük yapıyorum. Bu konuda söz söyleme hakkına sahibim. Türkiye Futbol Federasyonu delegasyonu büyük bir hata içinde. Federasyon başkanı oy ile seçiliyor. Seçilen kişiyi belli bir kesim seçiyor. Ben 35 yıldır hocalık yapıyorum. Türk futbolu hakkında karar verme hakkına sahip değilim. Benim bir oyum yok. Ama meslek branşı ne olursa olsun idareci olmuş kardeşimiz, yönetici olmuş, onun oy kullanma hakkı var. Böyle bir mantıkla seçim olursa seçilecek yönetimler de böyle olur. Kulüpler, federasyon başkanlarını tehdit ediyorlar. Kısa vadeli çözümlerle doğru olmayan şeyleri karar diye almak zorunda kalıyorlar. Memnuniyete dayalı bir yönetim tarzı olmalı. Futbolun özerkliği devam edecekse, futbolu federasyon başkanı yönetecek diye böyle bir karar vereceksek, bu delegasyon ve bu federasyon başkanlığı etkili olamaz. Bunu federasyon başkanı da söylüyor, yöneticileri de söylüyor. Sistemi oluşturmamız lazım. Kulüpler federasyonu mu idare etsin, yoksa kulüpler kendini mi idare etsin diye karar verilsin. Kararı verelim, ona göre sistemi oluşturalım” değerlendirmesinde bulundu.