"Saat koleksiyoneri olmak için önce nakit sonra da vakit olması lazım" diyen Erol Ata, değerli ve tasarım saat özelliği taşıyan parçaları 1990'dan itibaren toplamaya başladığını, iş yerinin belli bir bölümünü bunun için ayırdığını anlattı. Ata, koleksiyonerliğinin 25. yılında olduğunu vurgulayarak, "Başlangıçta saat olarak hangi obje olursa olsun çalışıp, çalışmadığına bakmadan alıyordum. Belli bir doyuma ulaştıktan sonra, bu sefer özelliği olan ve çalışan saatleri tercih etmeye başladım. Parayla saatlerimden almak isteyenleri de reddediyorum. Artık son yıllarda alabileceğim saat çeşidi fazla kalmadığı için yüzük, gramofon ve radyo koleksiyonu yapmaya başladım" diye konuştu.
2 BİNİ GEÇTİ
Arkadaşlarının kendisine "sen zamanı biriktiriyorsun" dediklerini aktaran Ata, "Yaklaşık 2 bini geçen saat koleksiyonum var, ben bu sayıyı artırmayı hedefliyorum. Evimin salonunda da 40-50 civarında saatim var. Günlük üzerimde en az 2 saat bulunduruyorum, bazen takım elbise giydiğimde bu sayı 6'ya kadar çıkabiliyor. Saatlerim arasında yüzük, kravat iğnesi, manşet ve rozet olarak aksesuar şeklinde kullandıklarım da yer alıyor" dedi.
Ata, bazı saatleri almak için 3-4 yıl uğraştığını, bunun ayrı bir keyfi olduğunu belirterek, şunları söyledi: "En uzun süre uğraştıran külçe altın olmayan ama külçe görünümlü saatim oldu. İsviçre yapımı tasarım ürünü saat için 3,5 yıl uğraştım. 3 ayda bir gidip bu saati istiyordum, saatin o zamanki sahibi de her defasında reddediyordu. En son gittiğimde çok yüksek bir rakam söyledi, istediği rakamı çıkarıp verdim, saati aldım."