ABD Başkanı'nın Afganistan ve Pakistan özel temsilcisi olan Holbrooke, Deniz Baykal'ın 'Türkiye eski Yugoslavya'ya benzer' uyarısına katılmadı. Holbrooke, eski Yugoslavya ile büyük lider Atatürk'ün kurduğu Türkiye arasında hiçbir benzerlik olmadığını belirtti.
Richard Holbrooke sıradan bir diplomat değil. Birçoklarına göre, Henry Kissinger'dan bu yana Washington'un gördüğü en etkili dış politika beyni. Uluslararası camiadaki ağırlığı, onu 'Başkan Obama'nın Afganistan ve Pakistan Özel Temsilcisi' rolünün çok daha ötesinde bir yere oturtuyor
Türkiye içinse özel bir anlamı var. Bill Clinton döneminden bu yana Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini Washington'un önceliki dış politika hedefi haline getiren, Ankara'nın Gümrük Birliğine alınması için Avrupa nezdinde geniş anlamda lobi yapan Holbrooke'un ta kendisi.
Bu yüzden de İstanbul'daki 'Pakistan'ın Dostları' zirvesinde, medya ve diğer ülkeler tarafından adeta Amerikan Dışişleri Bakanı gibi karşılanıyor. Çırağan Oteli'nde kameralar Holbrooke'un peşini bırakmıyor. Ancak Amerikalı diplomatla tanışıklığımız Clinton yıllarına dayanıyor. O yüzden röportaj isteğimi 'eski dostlara her zaman vaktim var' diyerek kırmıyor.
TALİBAN'A AF GELİYOR
Holbrooke'la sohbetimize seçimlerin yeni bittiği Afganistan'la başlıyoruz. 'Taliban'la uzlaşır mısınız?' soruma cevabı çok net: 'Taliban'dakilerin çoğu 13-14 yaşında yanlış yolda, eğitimsiz genç erkekler. Kuran'ın ne dediğini bile tam bilmeden kutsal bir cihat yaptıklarını sanıyorlar. Gerçekte ülkelerini yok ediyorlar. Bu genç insanlarla uzlaşma, bir cins rehabilitasyon olabilir. Bu meseleyi gelmeden Karzai'yla da konuştum ve eğer seçilirse bu insanlar için bir genel affı öncelikleri arasına koyacağını söyledi.'
Holbrooke, Türkiye'deki 'Kürt inisiyatifi' konusunda doğrudan konuşmak istemese de, Bosna'da savaşı bitiren Dayton Anlaşması'nın mimarı olarak Deniz Baykal'ın 'Türkiye eski Yugoslavya'ya benzer' uyarısına katılmıyor: 'Eski Yugoslavya ve Türkiye arasında hiçbir benzerlik yok. Eski Yugoslavya, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından Versay'da Avrupa'nın haritasını çizenler tarafından oluşturuldu ve çok farklı insanlar aynı yere konuldu. Türkiye ise selefinin kültüründen doğarak yaratılan ve büyük lider Kemal Atatürk tarafından kurulan çok büyük bir ülke. Arada hiçbir benzerlik yok.'
Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli ısrarla hükümetin Kürt inisiyatifinin 'ABD Planı' olduğunu söylüyor. Holbrooke'a bu suçlamaları hatırlatıyorum. Kendisi de Pakistan'da sürekli komplo teorileriyle karşılaştığını belirterek şöyle devam ediyor: 'Komplo teorileri bu coğrafyanın bir parçası. Dikkate almamanız lazım. Ben Kürt meselesinde çalışmıyorum ama Pakistan'da aynı. Her şey komplo teorisine dönüyor. İnsanlar bize (ABD'ye) etkimiz konusunda çok büyük güç atfediyorlar. Ortada komplo yok. Açık Amerikan politikaları var. Pakistan'dan söz edersek orada hükümeti destekliyoruz, o ülkeye yardım yapıyoruz ve mültecilere elimizden geldiğince yardım götürmeye çalışıyoruz.'
Obama iktidarının Afganistan ve Pakistan'daki hedefi, El Kaide ile mücadele ederken diğer İslami grupları kazanmak. Buna Taliban, ılımlı hatta radikal İslamcılar ve Amerikan karşıtları dahil. Washington, bu sayede İslam coğrafyasında Bush döneminin 'Ya bizlesin ya düşmanla' mesajını silmek istiyor.
ASKER KARARI ANKARA'NIN
Holbrooke İstanbul'a gelmeden Afganistan'da görevli NATO komutanlarıyla buluştuğunda, 'Afganistan'da daha çok askere ihtiyacımız var' mesajını almış. Peki Türkiye'den asker talep edecek mi? Doğrudan evet demiyor. Ama cevabı anlamlı: 'Türkiye'nin Afganistan ve Pakistan'da çok özel bir rolü var. Askeri anlamda ne yapacağı Türkiye'ye bağlı. Herkes biliyor ki ben Türkiye'nin NATO'daki rolünün ve AB üyeliğinin büyük destekçisiyim. Ama Afganistan'da nasıl ilerleyeceklerine Türkiye kendisi karar verir. Oradaki rolünün arması, istikrar için iyi çünkü oranın insanlarının Türkiye'ye özel bir bağı var. Teşvik ediyoruz ama karar Türkiye'nin. Biz daha önceki hükümet gibi insanlara ne yapmaları gerektiğini söylemeyiz. Ne yapacakları onlara bağlı.