TÜRKİYE için 2009’u kaybedilen bir yıl olarak gördüklerini belirten Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, “2009’da ekonomiye çok fazla ağırlık verilmedi. 2010’u kaybetmek istemiyoruz. Başkent’in bir yılı daha kaybetmeye tahammülü yok” diye konuştu. Türkiye’nin 2010’da bir kez daha küçülmeyi kaldıramayacağını belirten Aygün, 2010’daki yeni projelerini ve beklentilerini Ankara Hürriyet’e şöyle anlattı:
Milleti yine barıştırmalı
“Türkiye’nin 2010 yılında yüzde 4 civarında büyüyeceğini tahmin ediyoruz. Bunu düşünmek zorundayız, başka çaremiz yok. Bunun gerçekleşmesi için de atılması gereken bazı adımlar var. Özellikle IMF ile anlaşma konusu gündemde. Krizin yaralarının sarıldığı bu noktada IMF ile anlaşma yapılmasını tasvip etmiyoruz. Şayet yapılacaksa, bizim çizdiğimiz çerçeve içinde bir anlaşma yapılmalı. IMF’nin uygulayacağı para politikaları, ürünlere zam yapacak, memur ve işçinin maaşına zam yapmayacak bir anlaşma Türkiye’yi iyice sıkıntıya sokar.
SSK ve vergi borçlarının birikmesi önemli bir sorun. Türkiye 2008’in ikinci yarısından itibaren ve 2009’un tamamında artan miktarlarla küçülmeye başladı.
Vergiler esnafın üstünde yük
Biriken paralar SSK’da 45 milyar TL’yi buldu. Maliye’nin alacağıyla birlikte yaklaşık 100 milyar TL’lik bir kaynak duruyor. Bu para ödenmiyor. İcrayla bu paranın alınma imkanı yok. 2003 yılındaki gibi milleti barıştırmak lazım. Bu borcun, ana para sabit kalmak şartıyla, düşük faizlerle 48 ay gibi bir sürede yapılandırılması gerekiyor.
İşsizlik çok önemli bir sorun. İstihdam üzerindeki vergilerin esnaf, tüccar ve Türkiye açısından büyük bir yük olduğunu görüyoruz. Asgari ücretten yüzde 70’e yakın vergi alınıyor. Bu oran düşürülmeli ki istihdamın önü açılsın.
Tavsiyemiz, işletmelerin kendi öz kaynaklarıyla büyümesi. Düşük oranlı krediler kullanmaları ve çok fazla borçlanmamaları. Esnafa da vatandaşlarımıza da çağrımız, kredi kartlarına çok fazla yüklenmemeleri yönünde.
Bazı belediyeler çok yüksek oranlarda emlak vergisi zammı öngörmüştü. Bununla ilgili olarak Keçiören ve Eryaman’ın tamamında, Mamak ve Çankaya’nın ise bazı mahallelerinde davalar açtık.”
Üç bin firmaya cansuyu
“ATO’nun verdiği 128 milyon TL’lik kredilerle birlikte Halkbankası’nın kullandırdığı cansuyu kredilerinden 2009 yılında 3 bin firma yararlandı.
Önümüzdeki günlerde Halkbankası ile bir kredi anlaşması yapmayı düşünüyoruz. 600 milyon liralık bir kaynak yaratacağız. Ankara’ya böyle bir kaynak aktarılması demek, ticaretin biraz daha hareketlenmesi demek diye düşünüyoruz.
Ankara’daki KOBİ’leri gördüğümde gururlanıyorum ama KOBİ’lerin, özellikle de tekstil sektörünün içinde bulunduğu durumun zor olduğunu biliyorum. İhracatta büyük bir daralma oldu. İhracatın büyük kısmını KOBİ’ler, üretenler ve sanayiciler yapıyor. Halkbankası’yla yapacağımız anlaşma sonrasında ağırlık KOBİ’lerde olacak. Daha sonra tüccarımıza da kredi kullandıracağız. 600 milyon liralık bir paketin yeterli olacağını düşünüyorum.