Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
Dönemi mimarisinin en nadide eserlerinden biri olan bu müzeyi Cumhurbaşkanlığı olarak ülkemize kazandırmış olmaktan memnuniyet duyuyoruz.
Maalesef ülkemizde bir dönem ecdat mirasına gerçekten çok hoyrat davranmış nice güzel eserler yerle yeksan edilmiştir.
Bu yolda önemli bir mesafede kat ettik. Artık pek çok şehrimizde sadece kamunun değil özel sektörün ve kişilerin de projelerini aynı anlayışla yürüttüklerini görüyoruz. Yatay mimariyi yaygınlaştırmak suretiyle Türkiye'nin çehresini orta ve uzun vadede tamamen değiştireceğimize inanıyoruz.
Kültür ve sanat eserlerinin her biri diğerini de besleyen diğerini de ayakta tutan unsurlar olduğu için gerileme başlayınca hiçbir alan bunun dışında kalamıyorum.
Türkiye ve Türk Milleti olarak kısmen de olsa yaşadık. Son asırlarda arka arkaya maruz kaldığımız çöküntüler bizi beka mücadelesine öylesine yoğunlaştırdı ki diğer konulara yeteri kadar vakit ve enerji ayıramadık.
Kültür sanat'ta da sadece kopya çeken durumunda kalarak özgürlüğümüzden uzaklaştık. Tek parti döneminde kültürel alanda tamamen taklitçi tamamen baskıcı ülkenin ve milletin değerleriyle kavgalı bir zihniyetin esiri olduk.
Kendi milli edebiyatınızı kendi müziğinizi öğretemezseniz küresel dalgaların içinde kaybolup gidersiniz.
Türkiye tüm bu felaketleri yaşamış bir ülkedir. Bir süredir dile getirdiğimiz aile eğitim ve kültür merkezli bir anlayışla medeniyet nöbetini devralma hedefimizin gerisinde bu tespit yatıyor.
Uzunca bir süredir hakim olan çirkin ruhsuz kimliksiz yapı inşası dönemini sona erdirerek gelenekle geleceği harmanlayan yeni bir devri başlatıyoruz.
Beykoz Cam ve Billur Müzesi'nin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserin İstanbul'umuza tüm insanlığa kazandırılmasında emeği geçenleri özellikle tebrik ediyorum.
Hibya Haber Ajansı