Güneş ve ultraviyole ışınlar göz yüzeyinde hassasiyete, kuruluk, batma, kızarıklık ve yanma şikayetlerine yol açmaktadır. Göz kuruluğu güneş ışığının tetiklemesi ile gözyaşının buharlaşması sonucunda artar ve gözün ön yüzeyinde kabarık ve düzensiz yapılanmaya neden olur. Ultraviyole ışınları aynı zamanda göz merceğinde erken katarakt gelişimine ve sarı nokta ? retina- tabakasında hasara ve olumsuz etkilere sebep olabilmektedir. Hiçbir zaman güneşe doğrudan bakılmamalıdır, görme hücrelerinde kesin olarak hasara yol açar.
Gözlüğün rengi değil filtre özelliği önemli
Güneşin ve ultraviyole ışınların zararlı etkisinden korunmak göz sağlığımız açısından çok önemlidir. Ultraviyole blokajı yapabilen güneş gözlükleri ile direk güneş ışığının göze ulaşmasını önleyecek siperliği olan şapkaların kullanılması çok faydalı olur. Çocukluk döneminde de ultraviyole filtre içeren güneş gözlükleri önerilmektedir. Ancak çocuklarda çok açık renkli veya çok koyu renkli camlardan kaçınılmalıdır. Güneş gözlüğünün cam rengi ile ultraviyole filtre özelliği arasında bir bağlantı yoktur. Camların üzerinde UV-A ve UV?B blokajı uyarısı ve sertifikası bulunmalıdır.
Doktora sormadan damla kullanmayın
Güneş ışığının göz yüzeyinde kuruluk yapma etkisini azaltabilmek için kortizon ve antibiotik içermeyen suni gözyaşı damlaları kullanmak faydalıdır. Kızarıklık ve batma şikayetlerini önlemek için özellikle çocuklarda göz kaşıma ve ovuşturma alışkanlığının mutlaka önüne geçilmelidir. Göz ovuşturma ve kaşıma ileride astigmat gelişmesini kolaylaştırabilmektedir. Kaşıntı ve kızarıklığı azaltmak için doktor kontrolü dışında kortizonlu damla kullanmak, katarakt ve göz tansiyonuna yol açabilir.
Beton, kum ve havuz güneş ışığını yansıtır
Güneş ışığına uzun süre maruz kalmak gözde kaşıntı ve alerji şikayetlerini arttırır, göz çevresinde şişlik ve kızarıklık giderek fazlalaşır. Beton zemin, deniz, kum ve havuz gibi çevreden yansıyan ışınlar şikayetleri daha da arttırır. Açık renk gözlerde ve güneşte geçirilen sürenin arttığı dönemlerde, öğle saatlerinde güneş ışığı ve ultraviyole ışınların etkisi artar. Ozon tabakasının incelmesi zararlı etkiyi daha arttırmaktadır. Göz yüzeyini çevreleyen güneş gözlükleri, göz yüzeyinden buharlaşmayı azaltır ve göz çevresinde nemli bir ortam oluşturarak göz kuruluğunun önlenmesine yardımcı olur.
Güneş altında uzun süre oyun oynayan ve vakit geçiren çocuklarda sulanma ile birlikte çapaklanma önemli bir sorun oluşturmaktadır. El ve yüz temizliği iyi yapılmalıdır, oyun oynarken güneş gözlüğü kullanmak istemeyen çocuklarda şapka kullanmak, sık sulanma ve çapaklanmaya karşı iyi bir önlemdir.
Her gözlük ve şapka olmaz
Gözleri güneşin zararlı etkisinden korumak için, güneş gözlüğü ve şapka yararlıdır. Ancak güneş gözlüğünün camının rengiyle, ultraviyole ışınlarını filtre etmesi arasında bir bağlantı yoktur.
Çayır alerjisini küçümsemeyin
BAHAR döneminde havaların ısınması ile çim ve çayır alerjisi artmaktadır. Çimde oynayan çocuklarda, ellerini gözlerine sürmeleri ve kaşımaları gözde yanma, kaşıntı, sulanma ve çapaklanmaya neden olur. Çocuklarda göz alerjisi ortaya çıktığı durumlarda mutlaka göz hekimi muayene etmelidir.
Güneş ışığına maruz kalan ve alerjisi olan çocuklarda ışığa karşı hassasiyet ortaya çıkar ve sık göz kırpıştırma, göz ovuşturma alışkanlığı gelişir. Bu istenmeyen durumdan kurtulmak için göz alerjisi bir hekim gözetiminde tedavi edilirken çocuklar güneş ışığından ve alerjiye yola açan polenlerden uzak tutulmalıdır.
Yüzücü gözlüğü yararlı
Havuz ve deniz suyu göz yüzeyine temas ettiğinde, klor ve tuz göz yüzeyinde kızarıklık ve kaşıntıya yol açar. Havuz ve deniz suyunun göze değmemesi için yüzücü gözlükleri kullanmak çok yararlıdır. Yüzücü gözlüklerinin de ultraviole filtreli UV-A ve UV-B blokaj özellikleri olmalıdır. Havuz ve denizden çıkınca duş almalı, yüz temiz su ile yıkanmalıdır.
Güneş ışınlarının yerküreye dik olarak geldiği ilkbahar ve yaz mevsimi ultraviyole ışınların en yoğun olduğu dönem olduğu unutulmamalıdır. Sudan yansıyan güneş ışığı daha da fazla etki göstermektedir.
Görme kaybı olmadan
Aşırı güneş ışığı ve alerji önlem alınmaz ve tedavi edilmez ise göz yüzeyinde kabarıklıklara, düzensizlik ve damarlanmaya neden olur, saydam kornea tabakası bulanıklaşır ve görme kaybı ortaya çıkar. Koruyucu göz hekimliğinde amaç bu duruma gelmeden önce insanların uyarılması ve erken dönemde tedavi edilmesidir. Alerjik göz hastalıkları ve utraviyole ışınların zararlı etkisi asla küçümsenmemelidir.
Her alerji olgusu göz hekimi kontrolünde takip ve tedavi edilmeli, güneş gözlüğü ve şapka kullanımına dikkat edilmelidir.