ANKARA / Kuru göz hastalığının, gözyaşı salınımının yetersizliğinden veya aşırı buharlaşmaya bağlı gözyaşı film tabakasının düzensizliğinden dolayı göz yüzeyinin neminin azalmasından kaynaklandığını belirten Bayındır Hastanesi Göz Sağlığı ve Hastalıkları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yonca Akova, “Kuru göz yeni bir hastalık değil, ancak günümüzdeki yaşam ve ortam koşullarındaki değişimler nedeniyle daha sık görülüyor. Aynı zamanda hastalık daha iyi tanındığı için daha sık gündeme geliyor” dedi.
GÖZDE KUM VARMIŞ HİSSİ
Hastalığın belirtileri, nedenleri ve tedavi yöntemleri hakkında da bilgi veren Akova, şunları söyledi:
“Gözde kuruluk hissi, yanma, batma, gözde kum varmış hissi, göz yorgunluğu, duman ve klimadan rahatsızlık, ışık hassasiyeti, göz yaşarması, görme bulanıklığı, kontakt lens kullanımında zorlanma ve lens takarken rahatsızlık hissetme hastalığın başlıca nedenleri arasında yer alıyor. A vitamini eksikliği gözyaşının nemlendirici iç tabakasını etkileyerek kuru göz hastalığına neden olur. Bunun yanı sıra çinko, magnezyum, B6 vitamin eksikliği de gözyaşını olumsuz etkiler. Gözyaşının yağ içeren tabakası Omega 3 eksikliğinden olumsuz etkilenir.
AŞAMALI TEDAVİ SÜRECİ
Çocuklarda kuru göze sık rastlanmaz. Kuru göz olduğunda ise, tanısı genellikle gözden kaçar. Gözde alerji, kirpik dibi iltihabı (blefarit) gibi nedenlerin yanı sıra yoğun bilgisayar kullanımı çocuklarda kuru gözün en sık nedenleridir. Kuru gözü olan hastalar alerjenlere maruz kaldığında normalden daha olumsuz
etkilenir, şikayetlerinde artış olur. Bazı hastalarda hem kuru göz, hem de alerjik konjonktivit bir arada olabilir. Bu hastalarda allerji ve kuru göze ilişkin yakınmalar daha abartılı ortaya çıkar. Kuru göz hastalığının tedavisi çok aşamalı bir süreç gerektirir. Tıbbi tedavi yöntemleri arasında yer alan suni gözyaşları, nemlendirici jel ve pomad, göz yüzeyindeki reaksiyonun kontrolü, gözyaşı kanallarının kapatılması başlıca yöntemler arasında yer alır.” ANKARA /