ANKARA / “Mısırlı Ahmet” olarak tanınan Ahmet Yıldırım’ın hayatını, Ankara’da bulaşıkçılık ve komilik yaptığı yıllarda 17 yaşındayken annesine zorla aldırdığı darbuka değiştirdi. Yıldırım, kendisine özgü müzikler geliştirerek yaptığı albümlerle dünyaca ünlü bir ritim sanatçısı haline geldi. Mısırlı Ahmet’in sanat yolculuğu, Ankara’da 17 yaşında annesine zorla aldırdığı darbukayla başladı. Sanat yaşamına adım attıktan sonra bir yıl Mısır’da Sina Çölü’nde kalan Yıldırım, art arda birçok albüm yaptı. Kendisine ait ritimle dünyaca tanınan bir sanatçısı olan Yıldırım, dünyanın ilk darbuka okulunu İstanbul’da kurdu. İlk olarak Türkiye’den öğrencilerle çalışmalarına başlayan Yıldırım, daha sonra dünyanın birçok ülkesinden öğrenci almaya başladı.
DÜNYAYA YAYILAN TINILAR
Öğrencilerini yetiştirmeye devam eden Yıldırım’ın son durağı, Kazdağları oldu. “Mısırlı Ahmet Ritim ve Dans Kampı”, Japonya, Kolombiya, Azerbaycan, Rusya, Almanya, Belçika, Avusturya ve Lübnan gibi 16 ülkeden yaklaşık 100 sanatçının katılımıyla Kazdağları eteklerinde başladı. Edremit ilçesine bağlı Güre beldesinin Ağlayan Şelale mevkisinde oluşturulan kamp, tamamen dış dünyadan uzak, doğayla iç içe bir ortamda gerçekleştiriliyor. Bu yıl 4’üncüsü gerçekleştirilen uluslararası ölçekli kampa dışarıdan yabancı kimse alınmıyor. Ağlayan Şelale mevkisindeki alanın her bir köşesinden yükselen ritim sesleri, doğanın sesine karışarak farklı bir atmosfer oluşturuyor. Kampın bir köşesinde müzik ve ritim, diğer köşesinde dans, bir başka köşesinde ise yoga eğitimleri veriliyor. Ankara’dan bulaşıkçılık ve komilikle başlayan yaşamının farklı bir çizgide ilerlediğini belirten Yıldırım, kendisine ait ritim bulmaya çalışırken dünyaya yayılan tınılar yakaladığını bildirdi.ANKARA /