AYBESK sporcularının, gösterdiği ilgi ve alakadan dolayı “baba” diye seslendikleri Kulüp Başkanı Şenol Balaban, “Damdan düşmeden önce damdan düşenin halini bilmeli ve yaşamalıyız. sağlıklı olduğu halde yaşamdan mutlu olmayan ve intiharın eşiğindeki herkes bizim yanımıza gelsin. Arkadaşlarımızla iç içe olsunlar en kötü şartlarda bile nasıl mutlu olabileceklerini öğrensinler” dedi.
Ankara Yenimahalle Belediyesi Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü (AYBESK), engel tanımayan spor branşlarına “yüzme” dalını da ekledi.
“Damdan düşmeden önce damdan düşenin halini bilmeli ve yaşamalıyız” diyen Balaban, engelli sporcuları izlemenin, sağlıklı bir insan için en iyi rehabilite olduğunu söyledi.
Hepimiz adayız
Ampute futbol, tekerlekli basketbol ve son olarak engelli yüzme branşlarında spor yapan engellileri bir an olsun yalnız bırakmayan Balaban, “Bu arkadaşlarımızla birlikte çok mutlu oluyorum. Bana olan samimiyet ve güvenlerini görüyorum. Engelliler, kendilerine uzatılan elin acıyla mı yoksa sevgiyle mi olduğunu çok iyi bilirler. Kardeşim Birol Balaban ve eşim de spastik engellilerin tedavilerini üstlendiler. Aslında hepimiz engelli adayıyız, bizim bakış açımız bu” diye konuştu.
Şükretmeyi öğrendim
Engelli yüzücüleri izlerken duygulanan Balaban, Ankara Hürriyet muhabirinin, “Engellilerden neler öğreniyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Hayatta sağlıktan daha güzel bir şey olmadığını, dürüstlük, hırs ve azmi öğrendim. Hırsın ise aklın önüne geçmemesi gerektiğini öğrendim. En önemlisi de yaşamda şükretmenin ne kadar güzel bir şey olduğunu öğrendim. Her zaman için şartlar ne olursa olsun, nasıl mutlu olunabileceğini yani mutlu olmayı öğrendim.
İntihardan önce
Onların yaşadığı zorluğu yaşama anlamında denemelerim oldu. Tekerlekli sandalye üzerinde basketbol topuyla basket atmayı bırakın, potayı tutturmak bile çok zor. Aslında ne kadar sağlam olursanız olun, onların yerine geçtiğinizde aslında kendinizin engelli olduğuna karar veriyorsunuz. Bu yüzden sağlıklı olduğu halde yaşamdan mutlu olmayan ve intiharın eşiğindeki herkes bizim yanımıza gelsin. Arkadaşlarımızla iç içe olsunlar en kötü şartlarda bile nasıl mutlu olabileceklerini öğrensinler.”
Destek çağrısı
Türkiye’de yaklaşık 8,5 milyon engellinin yaşadığına ve engelli bireylerin yüzde 70’inin spor yapabilecek durumda olduğuna dikkat çeken Balaban, “Maalesef engelli kardeşlerimizi sokağa çıktığımızda göremiyoruz. Onları dışarı çıkarmaya çalışıyoruz. Üç yılda iyi bir mesafe kat ettik. Ancak burada en büyük ihtiyacımız iş adamları ve kurumlarımızın kulübümüze yani engellilerimize destek olması gerekiyor. Çünkü onlar bizim insanımız ve mutlu olmayı en çok onlar hak ediyor” dedi.
150'ye ulaştı
Başkent’te yaşayan engellileri, evlerinden dışarı çıkararak sosyal hayata kazandırmayı hedefleyen AYBESK, üç yıl önce engel tanımayan 16 sporcuyla yola çıktı, şimdi ise bu sayı 150’ye ulaştı.
Ampute Futbol Takımı ile yaşadığı namağlup şampiyonlukların ardından Türkiye’yi uluslararası müsabakalarda temsil eden AYBESK’in, geçen yıl kurulan Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı da Süper Lig’e yükselmek için ter döküyor.
Son olarak iki milli engelli yüzücüyle “yüzme takımı”nı oluşturan kulüp, Paralimpik Oyunları’nda altın madalya hedefliyor.
Azimli kulaçlar
Doğuştan iki bacağı ve el parmakları olmayan Berk Kamanlı ile iki bacağı ve elleri bulunmayan Hamit Demir, engelleri kulaç atarak aşıyor.
Doğuştan engelli 23 yaşındaki Berk Kamanlı ile yine doğuştan engelli 20 yaşındaki Hamit Demir, el ve ayakları olmadan attıkları azimli kulaçlarıyla yaşama meydan okuyor.
Yenimahalle Belediyesi Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü’nün (AYBESK) yüzme takımını oluşturan iki sporcu, hayat dolu tavırları ile Hacı Sabancı Yüzme Havuzu’nda milli takım seçmelerine hazırlanıyor.
Boğazları yüzerek geçti
Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu (BESYO) son sınıf öğrencisi Berk Kamanlı, 10 yıldır ay-yıldızlı milli takım için kulaç atıyor. Türkiye’ye çok sayıda madalya kazandıran Kamanlı, el ve ayaklarının olmamasına aldırış etmeden yüzüyor. 10 yaşında milli olma başarısı gösteren Kamanlı, İstanbul ve Çanakkale Boğazı’nı yüzerek geçti.
Evde oturan kalmasın
Sağlıklı insanlarla aynı kulvarda yarışan Kamanlı Çanakkale Boğazı’nda 350 kişi arasında 49’uncu oldu. Engelliler arasında ise üçüncülük madalyası aldı. En büyük hayali antrenörlük olan Kamanlı, “Bedensel engelli sporcu yetiştirmek istiyorum. Benim için kafalarının yani zihniyetlerinin sağlam olması yeterli. Evde oturan bedensel engelli kalmasın” dedi.
Engelli olmak kusur değil
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Hamit Demir ise son üç yıldır kendi klasmanında Türkiye şampiyonu. Başarısını uluslararası alana taşımak istediğini anlatan Demir, “Kendimi en iyi hissetiğim yer havuz ve deniz. Engelli kardeşlerimiz hayata küsmesin, bir köşeye çekilmesin. Ben de engelliyim. Engelli olmak kusur değildir” ifadelerini kullandı.