Bala’da doğan ve bir yaşındayken Başkent’e gelen, “Sadece Ankara’da kendimi güvende hissederim” diyerek kente olan sevgisini ifade eden Erman Tamur, yaklaşık 30 yıldır araştırdığı akarsuları “Suda Suretimiz Çıkıyor” isimli kitapta topladı. 1968 yılında ODTÜ’den mezun olan inşaat mühendisi Tamur, Ankara dereleri üzerine tarihi ve güncel bilgileri tüm detaylarıyla gözler önüne serdi. Eski ve yeni fotoğraflarla derelerin anlatıldığı kitapta en büyük değişimi yaşayan Bentderesi dikkat çekiyor. Tamur, yıkılma süreci yaşasa da bugüne kadar genelevlerin bulunduğu bir semt olan Bentderesi’nin, 1957 yılında yaşanan sel felaketinden önce doğal güzelliğiyle büyüleyen mesire alanı olduğunu fotoğraflarıyla belgeledi.
FOTOĞRAFLARDA KALDI
Kentin en önemli derelerinin yıllar içinde geçirdiği değişimi ve kitapta yer almayan anılarını Ankara Hürriyet ile paylaşan Tamur, “Ankaralılar için yaz gecelerinde dere boylarında yapılan gezintiler, kemerli taş köprüler, değirmen arklarında çamaşır yıkayan kadınlar, sürüler halinde yüzen ördekler derelerin yok olmasıyla bir uzak geçmişten fotoğraf karelerine yansıyan hayallere dönüştü.
SICAK YAZ GECELERİNDE GEZİNTİ
Hatip çayı kalenin eteklerinden geçmeye başladığında Bentderesi ismini alır. Üzerinde seyrine doyulmayan güzelliklere sahip, tarih kokan köprüler varmış. Günümüzde genelevlerin bulunduğu bölgede geçen Bentderesi üzerinde semer sırtlı taş yapılar olan Çakıllar Köprüsü ve Tabakhane Köprüsü, ahşaptan yapılan Ördekli Mescidi Köprüsü varmış.
Etrafında büyük bahçeler olduğu için Bentderesi, mesire alanıymış. Ankaralılar orada sıcak yaz gecelerinde gezinti yapar, keyifli vakit geçirirmiş.
SEL FELAKETİ DEREYİ KAPATTIRDI
Kentin o yıllarda nabzının attığı yer olan Bentderesi civarında 1957 yılında büyük bir sel felaketi yaşandı ve köprüler, bahçeler, mesire alanı zarara uğradı. Devlet otoritesi ise, o bölgede değişikliğe gitme kararı aldı ve sel felaketi sonrasında dereyi kapattı. Tartışmasız son derece yanlış olan bu karardan sonra, bölgeye kimlik katan dere, sadece isminde kaldı. Su bulunduğu yere güzellik, çekicilik ve hareketlilik katar. Bentderesi de, Başkent’teki birçok dere örneğinde gördüğümüz gibi alınan yanlış kararın kurbanı oldu ve günümüze sadece genelevleriyle anılan bir semt olarak kaldı.”
YERALTINA GİZLENDİ
Başkent’in yaklaşık 50 yıl önce dereler ve akarsular şehri olduğunu ifade eden Tamur, şunları söyledi: Derelerin şehirlere güzellik ve kimlik kattığını düşünüyorum. Bugün o derelerin çok az bir kısmını açıkta görüyoruz. Modernleşirken, gelişirken önemli değerlerimizi de kaybettik. Doğal güzellikleri ve tarihi mirası korumak, estetik bir kaygı barındırmak gibi düşüncelerimiz olmadığı için derelerimizin çoğunu kaybettik. Şehir genişledikçe merkez içinde kalan derelere, altyapı işlerinde kolaya kaçmak için kanalizasyon bağlandı.