Şimdi bakın sevgili okurlar,
Bu "liderlik" meselesi var ya, hani şu herkesin ağzında sakız ettiği... İşte bu, öyle her önüne gelenin yapabileceği bir şey değil. Yok öyle "Ben de lider olayım" demekle olmuyor bu işler.
Siyasette, STK'larda falan görüyoruz. Adamı getirip koyuyorlar tepedeki koltuğa. E ne oluyor? Zavallı oturamıyor o koltukta. Niye? Çünkü kumaşı yetmiyor kardeşim!
Şimdi size bir şey söyleyeyim mi? Bazıları var, arkadan muhteşem gözüküyor. "Vay be, bu adam öne çıksa neler yapar!" diyorsunuz. Ama öne çıkınca? Hoop, fos çıkıyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü liderlik bambaşka bir olay.
Düşünsenize, güneşin altında duracaksınız. Hem de dimdik! Kolay mı? Değil tabii. O yüzden diyorum, her babayiğidin harcı değil bu iş.
Gerçek lider kim biliyor musunuz? Güneşin altında yanmayan, aksine daha da güçlenen adam. Öyle her rüzgârda sallanan fidan gibi olmazsınız. Sağlam duracaksınız, kitleleri peşinizden sürükleyeceksiniz.
Şimdi bazıları çıkıp "Aman canım, liderlik de neymiş" diyebilir. Ama unutmayın, bu Allah vergisi bir şey. Ya vardır, ya yoktur. Olmadı mı, zorlamayın. Çünkü eninde sonunda o koltuğun hakkını veremeyenler belli oluyor.
Son olarak şunu söyleyeyim: Gerçek liderleri tarih yazar, diğerleri ise... E onlar da bir dipnot olarak kalır işte.
Ne dersiniz, siz de böyle düşünmüyor musunuz?