Türk erkeğinin büyük değer verdiği aksesuarların başında gelen mücevher değerindeki el yapımı tespihler, özellikle Türkiye ve dünyanın dört bir yanındaki koleksiyonerler tarafından yoğun ilgi görüyor.
Başkent’te yetişen ve Türkiye’nin en genç tesbih sanatçılarından biri olan 19 yaşındaki Barış Bülbül, dört kuşaktır tesbih sanatıyla uğraşan Bülbül Ailesi’ni Ankara Hürriyet’e anlattı. İlk olarak Mustafa Kemal Atatürk’e oltu taşı tesbih hediye eden Hamit Bülbül, oğlu Mustafa Bülbül’e tesbih yapmayı öğretti. Kısa sürede adından söz ettiren Mustafa Bülbül ise İsmet İnönü için çok sayıda tesbih yaptı. Baba mesleğini devralan Fahrettin Bülbül de oğlu Barış Bülbül’ü tespih ustası olarak yetiştirdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan aldığı sanatçı sertifikası ile tesbih sanatını icra ettiğini anlatan 19 yaşındaki Barış Bülbül, “Her şeyden önce biz esnaf değil, sanatçıyız” dedi.
VERGİDEN MUAF TUTULUYOR
Sanatçı statüsünde olması nedeniyle vergiden muaf tutulduğunu ve yurtdışı ziyaretlerinde kendisine vize uygulanmadığını anlatan Bülbül, “Ancak malzeme temininde büyük sıkıntılar yaşıyoruz. Fildişi, damla kehribarı ve hayvansal olan bütün malzemeler yurtdışından geldiği için gümrükten geçme aşamasında problem yaratıyor” diye konuştu. Özel yapım tespihlerin son zamanlarda oldukça revaçta olduğunu vurgulayan son kuşak tespih ustası Barış Bülbül, şöyle devam etti:
BİZİ KÖTÜ TANITIYORLAR
“Yaptığımız tüm ürünler büyük el emeği ve göz nuru ile yapılıyor. Klasik bir tesbihin yapımı iki gün sürebiliyor. Oyma işi yaptığımız tespihlerde ise iki haftayı bulabiliyor. Bazı tespih ustaları CNC tezgahlarda üretim yapıyor. Asıl mesleği tespih ustalığı olmayan kişiler bu işi bizim yanımızda öğrenip daha sonra da kendi mesleği gibi pazarlayıp bizi çevreye kötü olarak tanıtıyor.
ÇOĞUNLUĞU İŞ ADAMLARI
Çoğunlukla iş adamlarından sipariş alıyoruz. Arap işadamlarının özel siparişleri olabiliyor. Bakanlardan, milletvekillerinden, askerlerden de siparişler alıyoruz. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ateş kehribarından yaptığımız bir tespihi hediye ettik. Bakan Mehdi Eker’e de fildişinden yaptığımız tespihi armağan ettik.”